Yazarlar ve şairlerle kısa kısa sorular ve yanıtlar içeren söyleşilerimizi sürdürüyoruz. Hızlı sorular, hızlı yanıtlar. Her yazarın dünyasına bir ışık düşürecek söyleşiler. Sorularımızı bu kez öykü yazarı Çiyil Kurtuluş’a sorduk, kısa yanıtlarımızı aldık.
Hangi yazar, şair veya karakterle bir gününüzü geçirmek isterdiniz? Neden?
Çiyil Kurtuluş: Aklımda birkaç kişi var, hiçbiri buralı değil ama bunun bir önemi yok ve hepsi de bu dünyadan göçtü, aslında bunun da bir önemi yok. Eserleri vasıtasıyla hep yakın sayılırız. Bir tek kişi söylemem gerekirse o kesinlikle Anton Çehov olurdu. Hem öykü hem oyun yazmış olması, anlayış olarak kendimi ona yakın hissetmem, ayrıca hoş, naif, ağırbaşlı duruşu nedeniyle de kendisiyle bütün günü yan yana geçirebilirdim.
Okumakla ve yazmakla ilgili ilk anınızı hatırlıyor musunuz? Ne hissetmiştiniz?
ÇK: İlkokulda bir kompozisyon yazmıştım. Çok beğenilmişti. Babam bir süre eve gelen herkese, bakın, kızım ne yazmış diye okurdu. Kompozisyonumun başlığı “İlgi ile Bilgi” Bunlar iki kardeş. İlgi olmazsa bilgi aç kalır. Bilgi olmazsa İlgi aç kalır gibi bir şeydi… Ama itiraf etmem gerekirse okumak ve yazmakla ilgili ilk acıklı anım; sınıfta okumayı söken son iki çocuktan biri olmamdı.
İlk kitabınızı elinize aldığınızdaki duygu neydi?
ÇK: Mutluluk. Bir şeyi başarmış olmanın verdiği haz.
Sizden bir tek cümle/dize geriye kalsa, hangisi olsun isterdiniz?
ÇK: Önce kendinizi sonra birbirinizi sevmeyi öğrenin.
Yazmak eylemi sizce hangi renktir?
ÇK: Yazmak eyleminin içinde dünya gözüyle görebildiğimiz ve göremediğimiz bütün renkler mevcuttur.
Bir tercih yapmak zorunda kalsanız okumayı mı, yazmayı mı seçerdiniz?
ÇK: Elbette okumayı. Hem bu şekilde bir gün yeniden yazıya kaçma olasılığım hep var olur. Ama yazmayı seçersem, bir gün yazı beni bırakıp kaçar. Çünkü okumanın olmadığı yerde yazmanın da bir ömrü var.
Hangi karakterinizin sizi yaratmasını isterdiniz?
ÇK: Karakterlerimi ben yarattım diye düşünüyorum ama şu da mümkün; hepsi farklı zamanlarda içime girip bana birer tuğla eklediler, o yüzden kendilerini bulmam pek de zor olmadı. Dolayısıyla seçim yapmam pek de adil olmaz.
Yaşar Kemal “ben ‘angaje’, bağımlı bir yazarım, kendime ve söze ve insanın onuruna bağımlıyım” der. Siz angaje bir yazar mısınız?
ÇK: Ne güzel söylemiş usta. Evet, ben de angaje bir insanım ve bu durum yazma eylemine de sirayet eder elbette. Ben sevgiye, inceliğe angajeyim.
Yazmak bir tutku mu, yaşama biçimi mi, yoksa bir başka şey mi sizin için?
ÇK: Yazmak benim için kesinlikle bir tutku.
Genel olarak hayatınızda, özel olarak da yazma eyleminizde hiç keşkeleriniz oldu mu?
ÇK: Herkesin kendince keşke’leri vardır tabii. Ben de, yazma eylemine keşke daha erken başlasaydım, diyorum.
[koo_button url=”https://notoskitap.com/yayin/ciyil-kurtulus-aramizda-bir-bahce-yakinligi/” type=”regular” size=”small” icon=”koo-icon-glases-2″ target=”_self”] Kitabı İncele [/koo_button]
Özlem Akıncı, Notos, Sayı 40, Haziran-Temmuz 2013 Zambra ilk romanı Bonzai ile çevrildiği pek çok dilde eleştirmenlerin ve okurların ilgisini çekti. İkinci romanı The Private Life of Trees henüz Türkçeye çevrilmeden, son kitabı Eve Dönmenin Yolları da Notos Kitap’tan çıktı. Henüz öncekini okumamış olsak da, Şilili yazarın romanlarında beğenimizi kazanan neydi? İlk kitap Bonzai’nin giriş …
Ersan Üldes, T24, 16 Temmuz 2015 C… Ucuz gizem romanlarındaki kurgusal şifreleri çözmekten değil de şifrenin anlamını sorgulamaktan haz alanlara ve karbon (C) kopya romanlardan bıkanlara… Tom MacCarthy’nin Kaya Genç tarafından dilimize kazandırılan 2010 tarihli romanı C ‘yi belli bir çerçeveye oturtmak oldukça zor. Fakat bu zorluk kesinlikle yazarın üslubundan kaynaklanmıyor. Tam aksine, anlatımın metnin bütününde düz ve …
Didem Erdiman, Edebiyathaber, 28 Eylül 2020 Horacio Castellanos Moya’nın edebiyat çevreleri tarafından çok beğenilen, ancak ülkesinde hayli eleştirilere maruz kaldığı, hatta ölüm tehditleri aldığı “Tiksinti” romanı, tek bir paragraf halinde yazılmış etkileyici bir novella. “… hakaret virtüözü Thomas Bernhard üslubunda bir öfke konçertosu,” adeta. Romanın başkahramanı sanat tarihi profesörü Edgardo Vega’nın, on sekiz yıllık sürgünün sonunda …
Melisa Kesmez, Sabit Fikir, 4 Temmuz 2013 Zambra muhteşem karakterler yaratmanın peşine düşmüyor. Onun karakterleri sıradan olmalarıyla akılda kalıyor. Yazı yazmanın doğasına dair tonla enteresan mesele içinde bir tanesi -son dönemde denk geldiğim kitaplardan olacak- özellikle meşgul ediyor aklımı. O da, bir kitabın ne kadar kurmaca olursa olsun, hayatın süreğenliği içinde yaratılan bir şey olması …
Çiyil Kurtuluş: “Okumanın olmadığı yerde yazmanın da bir ömrü var.” (Söyleşi)
Haden Öz, Oggito, 17 Şubat 2020
Yazarlar ve şairlerle kısa kısa sorular ve yanıtlar içeren söyleşilerimizi sürdürüyoruz. Hızlı sorular, hızlı yanıtlar. Her yazarın dünyasına bir ışık düşürecek söyleşiler. Sorularımızı bu kez öykü yazarı Çiyil Kurtuluş’a sorduk, kısa yanıtlarımızı aldık.
Hangi yazar, şair veya karakterle bir gününüzü geçirmek isterdiniz? Neden?
Çiyil Kurtuluş: Aklımda birkaç kişi var, hiçbiri buralı değil ama bunun bir önemi yok ve hepsi de bu dünyadan göçtü, aslında bunun da bir önemi yok. Eserleri vasıtasıyla hep yakın sayılırız. Bir tek kişi söylemem gerekirse o kesinlikle Anton Çehov olurdu. Hem öykü hem oyun yazmış olması, anlayış olarak kendimi ona yakın hissetmem, ayrıca hoş, naif, ağırbaşlı duruşu nedeniyle de kendisiyle bütün günü yan yana geçirebilirdim.
Okumakla ve yazmakla ilgili ilk anınızı hatırlıyor musunuz? Ne hissetmiştiniz?
ÇK: İlkokulda bir kompozisyon yazmıştım. Çok beğenilmişti. Babam bir süre eve gelen herkese, bakın, kızım ne yazmış diye okurdu. Kompozisyonumun başlığı “İlgi ile Bilgi” Bunlar iki kardeş. İlgi olmazsa bilgi aç kalır. Bilgi olmazsa İlgi aç kalır gibi bir şeydi… Ama itiraf etmem gerekirse okumak ve yazmakla ilgili ilk acıklı anım; sınıfta okumayı söken son iki çocuktan biri olmamdı.
İlk kitabınızı elinize aldığınızdaki duygu neydi?
ÇK: Mutluluk. Bir şeyi başarmış olmanın verdiği haz.
Sizden bir tek cümle/dize geriye kalsa, hangisi olsun isterdiniz?
ÇK: Önce kendinizi sonra birbirinizi sevmeyi öğrenin.
Yazmak eylemi sizce hangi renktir?
ÇK: Yazmak eyleminin içinde dünya gözüyle görebildiğimiz ve göremediğimiz bütün renkler mevcuttur.
Bir tercih yapmak zorunda kalsanız okumayı mı, yazmayı mı seçerdiniz?
ÇK: Elbette okumayı. Hem bu şekilde bir gün yeniden yazıya kaçma olasılığım hep var olur. Ama yazmayı seçersem, bir gün yazı beni bırakıp kaçar. Çünkü okumanın olmadığı yerde yazmanın da bir ömrü var.
Hangi karakterinizin sizi yaratmasını isterdiniz?
ÇK: Karakterlerimi ben yarattım diye düşünüyorum ama şu da mümkün; hepsi farklı zamanlarda içime girip bana birer tuğla eklediler, o yüzden kendilerini bulmam pek de zor olmadı. Dolayısıyla seçim yapmam pek de adil olmaz.
Yaşar Kemal “ben ‘angaje’, bağımlı bir yazarım, kendime ve söze ve insanın onuruna bağımlıyım” der. Siz angaje bir yazar mısınız?
ÇK: Ne güzel söylemiş usta. Evet, ben de angaje bir insanım ve bu durum yazma eylemine de sirayet eder elbette. Ben sevgiye, inceliğe angajeyim.
Yazmak bir tutku mu, yaşama biçimi mi, yoksa bir başka şey mi sizin için?
ÇK: Yazmak benim için kesinlikle bir tutku.
Genel olarak hayatınızda, özel olarak da yazma eyleminizde hiç keşkeleriniz oldu mu?
ÇK: Herkesin kendince keşke’leri vardır tabii. Ben de, yazma eylemine keşke daha erken başlasaydım, diyorum.
[koo_button url=”https://notoskitap.com/yayin/ciyil-kurtulus-aramizda-bir-bahce-yakinligi/” type=”regular” size=”small” icon=”koo-icon-glases-2″ target=”_self”] Kitabı İncele [/koo_button]
İlgili Yazılar
Aileler ölürken, çocuklar peçeteden uçak yapar
Özlem Akıncı, Notos, Sayı 40, Haziran-Temmuz 2013 Zambra ilk romanı Bonzai ile çevrildiği pek çok dilde eleştirmenlerin ve okurların ilgisini çekti. İkinci romanı The Private Life of Trees henüz Türkçeye çevrilmeden, son kitabı Eve Dönmenin Yolları da Notos Kitap’tan çıktı. Henüz öncekini okumamış olsak da, Şilili yazarın romanlarında beğenimizi kazanan neydi? İlk kitap Bonzai’nin giriş …
Zamanımızın Bildungsroman’ı: C
Ersan Üldes, T24, 16 Temmuz 2015 C… Ucuz gizem romanlarındaki kurgusal şifreleri çözmekten değil de şifrenin anlamını sorgulamaktan haz alanlara ve karbon (C) kopya romanlardan bıkanlara… Tom MacCarthy’nin Kaya Genç tarafından dilimize kazandırılan 2010 tarihli romanı C ‘yi belli bir çerçeveye oturtmak oldukça zor. Fakat bu zorluk kesinlikle yazarın üslubundan kaynaklanmıyor. Tam aksine, anlatımın metnin bütününde düz ve …
Bir ülkeden tiksinmenin romanı
Didem Erdiman, Edebiyathaber, 28 Eylül 2020 Horacio Castellanos Moya’nın edebiyat çevreleri tarafından çok beğenilen, ancak ülkesinde hayli eleştirilere maruz kaldığı, hatta ölüm tehditleri aldığı “Tiksinti” romanı, tek bir paragraf halinde yazılmış etkileyici bir novella. “… hakaret virtüözü Thomas Bernhard üslubunda bir öfke konçertosu,” adeta. Romanın başkahramanı sanat tarihi profesörü Edgardo Vega’nın, on sekiz yıllık sürgünün sonunda …
Hayat nerede biter, roman nerede başlar?
Melisa Kesmez, Sabit Fikir, 4 Temmuz 2013 Zambra muhteşem karakterler yaratmanın peşine düşmüyor. Onun karakterleri sıradan olmalarıyla akılda kalıyor. Yazı yazmanın doğasına dair tonla enteresan mesele içinde bir tanesi -son dönemde denk geldiğim kitaplardan olacak- özellikle meşgul ediyor aklımı. O da, bir kitabın ne kadar kurmaca olursa olsun, hayatın süreğenliği içinde yaratılan bir şey olması …