Fransızcadan çeviren Cemal Süreya
Balzac’ın tek amacı resmetmek, en azından aslına uygun portreler çizmek değildi. Kitapları güzel fikirlerin, deyim yerindeyse güzel resim fikirlerinin sonucuydu. Çoğu kez bir sanatı bir başka sanatın kalıplarıyla kavramlaştırırdı. Bu resimsel düşünce yüce bir düşünceydi. Nasıl ki bir resim tekniğinde güzel bir fikir görüyorsa, bir kitap fikrinde de güzel bir tekniği görürdü. Çarpıcı, büyüleyici bir özgünlüğü olan bir tabloyu kafasında canlandırırdı. Günümüzde bir edebiyatçı düşünelim ki, aynı temayı yirmi kere farklı ışıklarla işleme fikri aklına gelmiş, tıpkı Monet’nin elli katedrali veya kırk nilüferi gibi derin, incelikli, güçlü, ezici, özgün, çarpıcı bir şey yaptığı duygusuna kapılmış olsun.
– Marcel Proust’un sonsözüyle