Indiana Jones’tan, hatta James Bond’dan evvel Tenten vardı. Belçikalı çizer Hergé’nin dünyayı dolaşıp maceradan maceraya atılan genç gazetecisi.
Le Vingtieme Siecle gazetesinde ilk macerasının yayımlandığı 1929’dan bugüne bu maceralar okundu, konuşuldu, sevildi (bazen de bunlara kızıldı), analiz edildi, yorumlandı.
Türkiye’de özellikle ‘C’ isimli romanıyla tanınan İngiliz yazar Tom McCarthy’nin ‘Tenten ve Edebiyatın Gizemi’, çizgikahramanla ilgili muhabbeti entelektüel bir seviyeye taşımış. Ama tüm bunları, Tentenseverlerin takdir edeceği üzere, çizgi romanlardaki en ufak ayrıntılara bile dikkat çekerek yapmış (İşi ‘Kastafiore’nin Mücevherleri’nin son karesinde arka planda ne olduğuna kadar vardırmış mesela).
Önce McCarthy’nin naklettiği başlangıç noktasını hatırlayalım: ‘Le Petit Vingtieme’de her zaman okurlarımızı tatmin etmeye ve onlara dış politika konusunda en güncel bilgileri sağlamaya gayret gösterdik. Bu sebeple en iyi muhabirlerimizden biri olan Tenten’i Sovyet Rusya’ya gönderdik. Her hafta sizlere onun maceralarına dair haberler vereceğiz.”
Gelelim edebiyatın gizemine… McCarthy, Tenten’in maceralarına balıklama dalarken, Balzac’tan Joyce’a, Baudelaire’den Borges’e birçok durağa uğruyor; Derrida ve Barthes gibi modern filozofların yardımına başvuruyor. “Bu katıksız bir edebiyattır” dediğini sanmayın, ‘bir edebi imkân’dır demeye getiriyor McCarthy. Esasen çocuklara hitaben başlayan bir çizgi karakterin maceralarındaki hikâye ve alt-metin zenginliğine şapka çıkarıyor.
Bir başka güzellik de şu: ‘Tenten ve Edebiyatın Gizemi’ni okurken, Tenten’in tüm maceralarını bir daha okumak istiyorsunuz.
Sıfır noktasının kahramanı
Kitaptan: “ (…) Tenten, kelimenin gerçek anlamıyla ‘hiç’i ifade eder. Göz yerine iki iğne deliği barındıran yuvarlak bir ‘0’dan öte olmayan yüzü bizzat Hergé’nin tanımıyla ‘tiplemenin sıfır noktası’, bir tipografik yok olma noktasıdır. Tenten, karakterleştirme açısından da bir sıfır noktasıdır. Geçmişi, cinsel kimliği, karmaşıklıkları yoktur.
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/notoskitap/public_html/wp-content/plugins/nm-custom-code/includes/post-social-share.php on line 16
Ahmet Nezihi Turan, Gazete Duvar, 9 Eylül 2016 “Annem, diye düşünüyor Julián, sanki sağcı şarkılarmış gibi solcu şarkılar söylerdi. (…) Annem solcu şarkıları sağcı şarkılara dönüştüren bir mekanizmaydı.” Alejandro Zambra, Ağaçların Özel Hayatı, çev. Çiğdem Öztürk, Notos Kitap, 2015, 60-1. Duydum ki unutmamış gözlerimin rengini. Sıradan oysa, kahverengi, feri de gitmiş üstelik. Kızıyormuş bana, şimdi …
A.Ömer Türkeş, Hürriyet Kitap-Sanat, 07 Kasım 2018 2000’lerde yazdığı üç romanıyla çağdaş Meksika edebiyatının önemli yazarları arasında gösterilen Yuri Herrera, ‘Bedenlerin Göçü’nde salgın hastalığın korku yaydığı bir şehirin ve iki mafya ailesi arasında arabuluculuk yapan bir adamın hikâyesini anlatıyor. Dilin imkanlarını sonuna kadar kullananan, özellikle karanlık atmosferiyle çok etkileyici bir roman. Yuri Herrera 1970’te Meksika’nın Actopan …
Öznur Yalgın, Oggito, 20 Mayıs 2020 “Bir öğretmen ilgisini çekmeyen, bir şekilde kendisine önemli gelmeyen kitaplarla asla çalışmamalı.” Zambra hakkında yazmak zor. Tarife sığmayan, türleri zorlayan metinlerin yaratıcısı o. Onun herhangi bir kitabı üzerine yazmanın sıkıntısı tam da burada başlar. Her ne dersek diyelim, tanımlamanın güçlüğü karşılar bizi. Bu kitaba deneme, anlatı, öykü, otobiyografi demek …
Erdinç Akkoyunlu, Oggito, 8 Ekim 2019 Bohumil Hrabal orta yaşı devirmiş ve hayatı boyunca hep aynı işi yapmış Hanta üzerinden yaşamın tekdüzeliği, yaşlılık hayalleri gibi kavramları anlatırken okuru sıkmıyor, yoğun betimlemelerle yormuyor. Zamana müdahale eden, onu değiştiren ve dönüştüren bir yazar değil. “Her yalnızlığın gürültüsü kendine göredir.” Edebiyat tarihinde çok az sayıdaki metin, okuduğunuzda roman sanatına ilişkin soruları ciddi şekilde …
En gözüpek muhabir edebi sularda
Yenal Bilgici, Hürriyet Kelebek, 12 Ağustos 2016
Indiana Jones’tan, hatta James Bond’dan evvel Tenten vardı. Belçikalı çizer Hergé’nin dünyayı dolaşıp maceradan maceraya atılan genç gazetecisi.
Le Vingtieme Siecle gazetesinde ilk macerasının yayımlandığı 1929’dan bugüne bu maceralar okundu, konuşuldu, sevildi (bazen de bunlara kızıldı), analiz edildi, yorumlandı.
Türkiye’de özellikle ‘C’ isimli romanıyla tanınan İngiliz yazar Tom McCarthy’nin ‘Tenten ve Edebiyatın Gizemi’, çizgikahramanla ilgili muhabbeti entelektüel bir seviyeye taşımış. Ama tüm bunları, Tentenseverlerin takdir edeceği üzere, çizgi romanlardaki en ufak ayrıntılara bile dikkat çekerek yapmış (İşi ‘Kastafiore’nin Mücevherleri’nin son karesinde arka planda ne olduğuna kadar vardırmış mesela).
Önce McCarthy’nin naklettiği başlangıç noktasını hatırlayalım: ‘Le Petit Vingtieme’de her zaman okurlarımızı tatmin etmeye ve onlara dış politika konusunda en güncel bilgileri sağlamaya gayret gösterdik. Bu sebeple en iyi muhabirlerimizden biri olan Tenten’i Sovyet Rusya’ya gönderdik. Her hafta sizlere onun maceralarına dair haberler vereceğiz.”
Gelelim edebiyatın gizemine… McCarthy, Tenten’in maceralarına balıklama dalarken, Balzac’tan Joyce’a, Baudelaire’den Borges’e birçok durağa uğruyor; Derrida ve Barthes gibi modern filozofların yardımına başvuruyor. “Bu katıksız bir edebiyattır” dediğini sanmayın, ‘bir edebi imkân’dır demeye getiriyor McCarthy. Esasen çocuklara hitaben başlayan bir çizgi karakterin maceralarındaki hikâye ve alt-metin zenginliğine şapka çıkarıyor.
Bir başka güzellik de şu: ‘Tenten ve Edebiyatın Gizemi’ni okurken, Tenten’in tüm maceralarını bir daha okumak istiyorsunuz.
Sıfır noktasının kahramanı
Kitaptan: “ (…) Tenten, kelimenin gerçek anlamıyla ‘hiç’i ifade eder. Göz yerine iki iğne deliği barındıran yuvarlak bir ‘0’dan öte olmayan yüzü bizzat Hergé’nin tanımıyla ‘tiplemenin sıfır noktası’, bir tipografik yok olma noktasıdır. Tenten, karakterleştirme açısından da bir sıfır noktasıdır. Geçmişi, cinsel kimliği, karmaşıklıkları yoktur.
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/notoskitap/public_html/wp-content/plugins/nm-custom-code/includes/post-social-share.php on line 16
İlgili Yazılar
Sattı diyenden (de) şüphelenin (de) iyice kafayı yiyelim
Ahmet Nezihi Turan, Gazete Duvar, 9 Eylül 2016 “Annem, diye düşünüyor Julián, sanki sağcı şarkılarmış gibi solcu şarkılar söylerdi. (…) Annem solcu şarkıları sağcı şarkılara dönüştüren bir mekanizmaydı.” Alejandro Zambra, Ağaçların Özel Hayatı, çev. Çiğdem Öztürk, Notos Kitap, 2015, 60-1. Duydum ki unutmamış gözlerimin rengini. Sıradan oysa, kahverengi, feri de gitmiş üstelik. Kızıyormuş bana, şimdi …
Meksika usulü ‘noir’
A.Ömer Türkeş, Hürriyet Kitap-Sanat, 07 Kasım 2018 2000’lerde yazdığı üç romanıyla çağdaş Meksika edebiyatının önemli yazarları arasında gösterilen Yuri Herrera, ‘Bedenlerin Göçü’nde salgın hastalığın korku yaydığı bir şehirin ve iki mafya ailesi arasında arabuluculuk yapan bir adamın hikâyesini anlatıyor. Dilin imkanlarını sonuna kadar kullananan, özellikle karanlık atmosferiyle çok etkileyici bir roman. Yuri Herrera 1970’te Meksika’nın Actopan …
Zambra’nın Serbest Kürsü’sü: Hayata ve Edebiyata Samimi, Sahici Bir Bakış
Öznur Yalgın, Oggito, 20 Mayıs 2020 “Bir öğretmen ilgisini çekmeyen, bir şekilde kendisine önemli gelmeyen kitaplarla asla çalışmamalı.” Zambra hakkında yazmak zor. Tarife sığmayan, türleri zorlayan metinlerin yaratıcısı o. Onun herhangi bir kitabı üzerine yazmanın sıkıntısı tam da burada başlar. Her ne dersek diyelim, tanımlamanın güçlüğü karşılar bizi. Bu kitaba deneme, anlatı, öykü, otobiyografi demek …
Yalnızlık
Erdinç Akkoyunlu, Oggito, 8 Ekim 2019 Bohumil Hrabal orta yaşı devirmiş ve hayatı boyunca hep aynı işi yapmış Hanta üzerinden yaşamın tekdüzeliği, yaşlılık hayalleri gibi kavramları anlatırken okuru sıkmıyor, yoğun betimlemelerle yormuyor. Zamana müdahale eden, onu değiştiren ve dönüştüren bir yazar değil. “Her yalnızlığın gürültüsü kendine göredir.” Edebiyat tarihinde çok az sayıdaki metin, okuduğunuzda roman sanatına ilişkin soruları ciddi şekilde …