Son yıllarda Latin Amerika edebiyatının hızlı yükselişi sık sık ele alınan bir konu. Türkçeye çevrilen eserlerde bile büyük bir artış var. Özellikle yeniyi takip eden ve edebi hazzı maddiyattan önde tutan küçük yayınevleri sağ olsun, İspanyolca edebiyatı bize tanıtıyorlar, yazarların bir romanını yayımlayıp bırakmıyorlar, yeni tanıdığımız, sevdiğimiz, ne yazsa okumak isteyeceğimiz yazarları takip etmememize olanak sağlıyorlar. Daha önceleri bizi Alejandro Zambra, Mario Bellatin gibi yazarlarla tanıştıran Notos Kitap son olarak Şili’nin genç ve yaratıcı yazarlarından Carlos Labbé’nin ‘Loquela-Sayıklama’ adlı romanını yayımladı.
Oyunbaz edebiyat
Latin Amerika edebiyatı hızla yükseliyor ve bunu diğer ülkelerin edebiyatlarından keskin bir biçimde ayrılarak yapıyor. Klasik, geleneksel anlatıyı geride bırakıp okuru içine alan, okuru metne katmayı amaçlayan, oyunbaz bir edebiyat yükseliyor. Yukarıda adını saydığım Zambra, Bellatin, bunlara ek olarak ‘Kalabalıkta Yüzler’in yazarı Valeria Luiselli, maalesef sadece ‘Tersane’ adlı romanı Türkçede yayımlanan Juan Carlos Onetti… Bu yazarlar son dönemde okuduğum, bitirince tekrar okuduğum, ikinci okumada daha iyi anlayabilmek adına mutlaka bir deftere notlar aldığım, çizimlerle açıkladığım kitapların yazarları. Şimdi bu yazarlara Carlos Labbé de eklendi.
1977 doğumlu Labbé edebiyat, müzik ve sinema alanında eser veren çok yönlü bir sanatçı. Daha şimdiden yedi romanı, iki kısa öykü derlemesi olan yazarın lisans tezi Juan Carlos Onetti, yüksek lisans tezi Roberta Bolaño üzerine. ‘Loquela-Sayıklama’da Onetti’ye yapılan göndermeler de oldukça fazla. “Kadim zamanlardan beri gözü pek deneylerle zorlama toplumsal etkileşimleri etik ve politik olarak mesele edinen, bireyin sınırlarını sorgulayan her yerdeki ve her dildeki yenilikçi anlatılara değer veriyorum.” diyen yazarın romanı da sanıyorum okurun sınırlarını oldukça zorlayacak.
‘Loquela-Sayıklama’ günlük, mektup gibi türlerle geçiş sağlayan, üç parçalı bir anlatı diyebilirim. Anlatıcının yazdığı bir roman taslağı var ki bunu hem başlıklarından hem de italikle yazılmasından anlıyoruz, Alıcı başlıklarıyla verilen yine aynı anlatıcının yazdığı günlüklerden oluşan bölümler ve ‘Gönderen’ başlığıyla yazılmış mektuplar var. Bu metinler genelde sıralı gidiyor, birkaç yerde sırası bozulsa da okur metinlerin diline alışıyor. ‘Gönderen’ ve ‘Alıcı’ bölümleri işinizi kolaylaştıracak sanmayın çünkü ancak ikinci okumada fark ettiğim, her zaman alıştığımız Gönderen’in ve Alıcı’nın olması gereken kişiler olmadığı yerler var mesela.
Romanda ‘Alıcı’ bölümlerinde günlük tutan anlatıcı, Carlos adlı bir başkahramanı olan bir roman yazmaktadır. Kurmaca içindeki kurmacada Carlos kuzeni Alicia’yla yaşar, Elisa adında bir sevgilisi vardır. Alicia’nın yakın arkadaşı Violeta cinayete kurban gitmiştir, Violeta albinodur. Sadece roman taslağı kısımları için özetleyebileceğimiz bu olay örgüsü tabii ki fazlaca basit çünkü anlatıcı zaman zaman Carlos olmakta, ‘Gönderen’, anlatıcının yazdığı romanın içeriğini bilen Violeta’yken bazen Alicia olabilir mi acaba diye şüphelenmemizi sağlamakta, romanın mekânı genelde Santiago’yken bir yerden sonra Alicia’yla Violeta’nın çocukken hayalini kurdukları Neutria adlı hayal şehre dönüşmektedir. Bir süre sonra romanda kaybolan bir mektubun günlük kısımlarında ortaya çıkmasına, Violeta’nın birlikte yaşadığı büyükannenin aslında yıllardır ölü olmasına, Violeta’nın sapkın bir hâle gelen erkek arkadaşının ‘Roman Yazan Çocuk’ çıkmasına, ‘Roman Yazan Çocuk’un ise ‘Korporalizm’ adı verilen bir edebiyat hareketinin maşası olmasına şaşırmıyoruz. Çünkü tüm karmaşasına rağmen Labbé’nin aslında kendi içinde kurduğu düzeni hissedebiliyoruz.
‘Anlatıcı’, hem polisiye, hem aşk öyküsü gibi kurulan metinlerde bir roman yazmaya çalışmanın detaylarını verirken, ‘Loquela’nın da nasıl kurulduğuna dair ipuçları elde edebiliyoruz. ‘Günlük’ bölümlerinde ise anlatıcı geçmişteki edebiyat geleneklerinden, yazarlardan -Barthes, Kafka, Cortázar, Goytisolo, Márquez, Borges, Onetti adı geçen yazarlardan- bahsederek romanını nasıl kuracağını düşünüyor, böylelikle Labbé okuru bir romanın yaratım sürecine dahil etmiş oluyor. Metinde özellikle ‘Onetti ve Kısa Hayat’ adlı romanının çok bahsi geçiyor çünkü Violeta’nın kurduğu Neutria’nın Onetti’nin kurduğu Santa María adlı hayal şehre benzediğini düşünüyor anlatıcı.
Sonuç olarak karşımızda romanlarını “Okurları onlara seslenen, onları arayan, onların suç ortağı olduğunu iddia eden anlatıcılarla kurmacaya dahil etmek istiyorlar; aynı zamanda okurlardan araya mesafe koymalarını istiyorlar ki dönüştürücü olmayı amaçlayan cüretkâr edebi biçimlerle anlatı sorunu üstüne düşünebilsinler.” cümleleriyle tanımlayan bir yazar var. Zor metinleri seven, oyuna dahil olmayı göze alan okurlar için Labbé tam aradıkları yazar.
Saliha Nilüfer’in özenli çevirisi, editör Seda Ersavcı’nın önemi dipnotlarıyla ‘Loquela-Sayıklama’yı okumak çok önemli bir sınavı geçme hissi uyandırıyor okurda.
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/notoskitap/public_html/wp-content/plugins/nm-custom-code/includes/post-social-share.php on line 16
Nagihan Kahraman, Litera Edebiyat, 5 Haziran 2021 “Çocuklar masum mudur? İnsanlar büyüdükçe mi kötüleşir? Kötülük doğuştan mıdır, yoksa sonradan mı öğrenilir?” Nagihan Kahraman, İspanyol edebiyatının önemli isimlerinden Andrés Barba’nın Işıklar Ülkesi adlı kitabını değerlendirdi. Bir hafif şu’le-i mutalsamla Nîm mer’i olan bütün yollar Onu bulmak için mi böyle uzar?* Tahsin Nahit, “Uzlette” İspanyol edebiyatının önemli …
Parşömen Sanal Fanzin, 5 Nisan 2021 Edebiyat ortamımız, ülkemizin hali pür melalinden farklı değil. Yani, kaos hakim. Çok fazla kitap yayımlanıyor, eleştiri yok denecek kadar az vesaire. Bunlar hepimizin bildiği şeyler. Ve fakat ne şekilde, nasıl olursa olsun ilk kitabın heyecanı da ayrı. Kağıt oyunu oynayanlar bilir, ilk elin günahı olmaz. İlk kitaplar da, tıpkı …
Mehmet Fırat Pürselim, Yeşil Gazete, 31 Ağustos 2013 Alejandro Zambra, 1975 doğumlu Şilili bir yazar. Eve Dönmenin Yolları’nda, doğumundan iki yıl önce gerçekleşen Pinochet askeri darbesi sonrasını bir çocuğun gözünden anlatmış. Ben doğumumdan dört yıl önce olan muhtırayı ya da beş yıl sonra darbeyi nasıl anlatırdım? Acaba Latin Amerika edebiyatını her iki coğrafya da darbelerle …
Murat Darılmaz, K24, 3 Nisan 2020 Çiyil Kurtuluş, kırılmış, kırılmaya yüz tutmuş belki de kırılması gereken insan ilişkilerinin öykülerini anlatmayı seviyor. Hüzün barındıran öyküler büyük bir kısmı. İçlerinde çok fazla diyalogu barındırmasına rağmen (burada olumsuz bir anlam kastetmiyorum) içlerinde duygu yüklü sessizlik var. İlk söz… Öykü gibi bir edebiyat türünde kalem oynattıysanız işiniz zor demektir. Okur, …
Kurmacaya dahil olmak
Banu Yıldıran Genç, Agos, 6 Kasım 2017
Son yıllarda Latin Amerika edebiyatının hızlı yükselişi sık sık ele alınan bir konu. Türkçeye çevrilen eserlerde bile büyük bir artış var. Özellikle yeniyi takip eden ve edebi hazzı maddiyattan önde tutan küçük yayınevleri sağ olsun, İspanyolca edebiyatı bize tanıtıyorlar, yazarların bir romanını yayımlayıp bırakmıyorlar, yeni tanıdığımız, sevdiğimiz, ne yazsa okumak isteyeceğimiz yazarları takip etmememize olanak sağlıyorlar. Daha önceleri bizi Alejandro Zambra, Mario Bellatin gibi yazarlarla tanıştıran Notos Kitap son olarak Şili’nin genç ve yaratıcı yazarlarından Carlos Labbé’nin ‘Loquela-Sayıklama’ adlı romanını yayımladı.
Oyunbaz edebiyat
Latin Amerika edebiyatı hızla yükseliyor ve bunu diğer ülkelerin edebiyatlarından keskin bir biçimde ayrılarak yapıyor. Klasik, geleneksel anlatıyı geride bırakıp okuru içine alan, okuru metne katmayı amaçlayan, oyunbaz bir edebiyat yükseliyor. Yukarıda adını saydığım Zambra, Bellatin, bunlara ek olarak ‘Kalabalıkta Yüzler’in yazarı Valeria Luiselli, maalesef sadece ‘Tersane’ adlı romanı Türkçede yayımlanan Juan Carlos Onetti… Bu yazarlar son dönemde okuduğum, bitirince tekrar okuduğum, ikinci okumada daha iyi anlayabilmek adına mutlaka bir deftere notlar aldığım, çizimlerle açıkladığım kitapların yazarları. Şimdi bu yazarlara Carlos Labbé de eklendi.
1977 doğumlu Labbé edebiyat, müzik ve sinema alanında eser veren çok yönlü bir sanatçı. Daha şimdiden yedi romanı, iki kısa öykü derlemesi olan yazarın lisans tezi Juan Carlos Onetti, yüksek lisans tezi Roberta Bolaño üzerine. ‘Loquela-Sayıklama’da Onetti’ye yapılan göndermeler de oldukça fazla. “Kadim zamanlardan beri gözü pek deneylerle zorlama toplumsal etkileşimleri etik ve politik olarak mesele edinen, bireyin sınırlarını sorgulayan her yerdeki ve her dildeki yenilikçi anlatılara değer veriyorum.” diyen yazarın romanı da sanıyorum okurun sınırlarını oldukça zorlayacak.
‘Loquela-Sayıklama’ günlük, mektup gibi türlerle geçiş sağlayan, üç parçalı bir anlatı diyebilirim. Anlatıcının yazdığı bir roman taslağı var ki bunu hem başlıklarından hem de italikle yazılmasından anlıyoruz, Alıcı başlıklarıyla verilen yine aynı anlatıcının yazdığı günlüklerden oluşan bölümler ve ‘Gönderen’ başlığıyla yazılmış mektuplar var. Bu metinler genelde sıralı gidiyor, birkaç yerde sırası bozulsa da okur metinlerin diline alışıyor. ‘Gönderen’ ve ‘Alıcı’ bölümleri işinizi kolaylaştıracak sanmayın çünkü ancak ikinci okumada fark ettiğim, her zaman alıştığımız Gönderen’in ve Alıcı’nın olması gereken kişiler olmadığı yerler var mesela.
Romanda ‘Alıcı’ bölümlerinde günlük tutan anlatıcı, Carlos adlı bir başkahramanı olan bir roman yazmaktadır. Kurmaca içindeki kurmacada Carlos kuzeni Alicia’yla yaşar, Elisa adında bir sevgilisi vardır. Alicia’nın yakın arkadaşı Violeta cinayete kurban gitmiştir, Violeta albinodur. Sadece roman taslağı kısımları için özetleyebileceğimiz bu olay örgüsü tabii ki fazlaca basit çünkü anlatıcı zaman zaman Carlos olmakta, ‘Gönderen’, anlatıcının yazdığı romanın içeriğini bilen Violeta’yken bazen Alicia olabilir mi acaba diye şüphelenmemizi sağlamakta, romanın mekânı genelde Santiago’yken bir yerden sonra Alicia’yla Violeta’nın çocukken hayalini kurdukları Neutria adlı hayal şehre dönüşmektedir. Bir süre sonra romanda kaybolan bir mektubun günlük kısımlarında ortaya çıkmasına, Violeta’nın birlikte yaşadığı büyükannenin aslında yıllardır ölü olmasına, Violeta’nın sapkın bir hâle gelen erkek arkadaşının ‘Roman Yazan Çocuk’ çıkmasına, ‘Roman Yazan Çocuk’un ise ‘Korporalizm’ adı verilen bir edebiyat hareketinin maşası olmasına şaşırmıyoruz. Çünkü tüm karmaşasına rağmen Labbé’nin aslında kendi içinde kurduğu düzeni hissedebiliyoruz.
‘Anlatıcı’, hem polisiye, hem aşk öyküsü gibi kurulan metinlerde bir roman yazmaya çalışmanın detaylarını verirken, ‘Loquela’nın da nasıl kurulduğuna dair ipuçları elde edebiliyoruz. ‘Günlük’ bölümlerinde ise anlatıcı geçmişteki edebiyat geleneklerinden, yazarlardan -Barthes, Kafka, Cortázar, Goytisolo, Márquez, Borges, Onetti adı geçen yazarlardan- bahsederek romanını nasıl kuracağını düşünüyor, böylelikle Labbé okuru bir romanın yaratım sürecine dahil etmiş oluyor. Metinde özellikle ‘Onetti ve Kısa Hayat’ adlı romanının çok bahsi geçiyor çünkü Violeta’nın kurduğu Neutria’nın Onetti’nin kurduğu Santa María adlı hayal şehre benzediğini düşünüyor anlatıcı.
Sonuç olarak karşımızda romanlarını “Okurları onlara seslenen, onları arayan, onların suç ortağı olduğunu iddia eden anlatıcılarla kurmacaya dahil etmek istiyorlar; aynı zamanda okurlardan araya mesafe koymalarını istiyorlar ki dönüştürücü olmayı amaçlayan cüretkâr edebi biçimlerle anlatı sorunu üstüne düşünebilsinler.” cümleleriyle tanımlayan bir yazar var. Zor metinleri seven, oyuna dahil olmayı göze alan okurlar için Labbé tam aradıkları yazar.
Saliha Nilüfer’in özenli çevirisi, editör Seda Ersavcı’nın önemi dipnotlarıyla ‘Loquela-Sayıklama’yı okumak çok önemli bir sınavı geçme hissi uyandırıyor okurda.
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/notoskitap/public_html/wp-content/plugins/nm-custom-code/includes/post-social-share.php on line 16
İlgili Yazılar
Çocuklara ait bir uzlet alanı: Işıklar Ülkesi
Nagihan Kahraman, Litera Edebiyat, 5 Haziran 2021 “Çocuklar masum mudur? İnsanlar büyüdükçe mi kötüleşir? Kötülük doğuştan mıdır, yoksa sonradan mı öğrenilir?” Nagihan Kahraman, İspanyol edebiyatının önemli isimlerinden Andrés Barba’nın Işıklar Ülkesi adlı kitabını değerlendirdi. Bir hafif şu’le-i mutalsamla Nîm mer’i olan bütün yollar Onu bulmak için mi böyle uzar?* Tahsin Nahit, “Uzlette” İspanyol edebiyatının önemli …
İlk Göz Ağrısı (85): Çağatay Yılmaz ve “Bizi Buraya Getiren Şeyler” (Söyleşi)
Parşömen Sanal Fanzin, 5 Nisan 2021 Edebiyat ortamımız, ülkemizin hali pür melalinden farklı değil. Yani, kaos hakim. Çok fazla kitap yayımlanıyor, eleştiri yok denecek kadar az vesaire. Bunlar hepimizin bildiği şeyler. Ve fakat ne şekilde, nasıl olursa olsun ilk kitabın heyecanı da ayrı. Kağıt oyunu oynayanlar bilir, ilk elin günahı olmaz. İlk kitaplar da, tıpkı …
Dostum Alejandro ile konuştuk biraz…
Mehmet Fırat Pürselim, Yeşil Gazete, 31 Ağustos 2013 Alejandro Zambra, 1975 doğumlu Şilili bir yazar. Eve Dönmenin Yolları’nda, doğumundan iki yıl önce gerçekleşen Pinochet askeri darbesi sonrasını bir çocuğun gözünden anlatmış. Ben doğumumdan dört yıl önce olan muhtırayı ya da beş yıl sonra darbeyi nasıl anlatırdım? Acaba Latin Amerika edebiyatını her iki coğrafya da darbelerle …
Öykü neye ihtiyaç duyar?
Murat Darılmaz, K24, 3 Nisan 2020 Çiyil Kurtuluş, kırılmış, kırılmaya yüz tutmuş belki de kırılması gereken insan ilişkilerinin öykülerini anlatmayı seviyor. Hüzün barındıran öyküler büyük bir kısmı. İçlerinde çok fazla diyalogu barındırmasına rağmen (burada olumsuz bir anlam kastetmiyorum) içlerinde duygu yüklü sessizlik var. İlk söz… Öykü gibi bir edebiyat türünde kalem oynattıysanız işiniz zor demektir. Okur, …