Bir “çağdaş İstanbul” romanı…
Öldüren Şehir bir kent romanı. Uydu kentler, sayıları hızla artan gökdelenler ve onlarla bütünleşerek yaşayan ayrıksı roman kahramanları… Bir metropolü, yüksek blokların görüntü kirliliği yarattığı klişesini ters yüz ederek görebilen bakış açısı… Kökü dinsel anlatılara uzanan karanlık bir öğretinin günümüz İstanbulu’ndaki yansımalarını arayan Öldüren Şehir, önünden geçip gittiğimiz bazı ‘özel’ binaların, kentin karanlık yüzünün sırlarını aralamaya çalışıyor. Romanın mekânları arasında geçen gerçek binalar, okuduklarımızı gerçek ile kurgu arasına sıkıştırıp okuru, kışkırtıyor.
Ömer Ayhan görselliğin pek çok boyutunu romanın gereçleri olarak kullanıyor.
X-Files’ın iki kahramanı Mulder ve Scully’nin İstanbul’da geçen akıl almaz serüveni; ne idüğü belirsiz bir anlatıcının gelecekten seslenerek kaleme aldığı alaycı kehanet yazısı; 1980’li yılların boğucu ortamında evlere kapanarak büyüyen ama toplumla henüz uzlaşamamış bir kuşağın video kasetler ve kitaplar aracılığıyla düşselliğe açılan marazi yaşamları; Osmanbey’in karanlık pasajları bu ‘çağdaş İstanbul’ romanının öteki izlekleri.