Bu ayın bir diğer mücevher kitabı, daha doğrusu novellası ise Şilili yazar Alejandro Zambra’nın Bonzai’si… Aynı adlı filmi de geçtiğimiz İstanbul Film Festivali’nde gösterilen romanın yazarı olan Zambra, yeni kuşak Şilili yazarların en önemlisi olarak gösteriliyor. Bonzai onun ilk romanı olsa da, şimdiden pek çok dile çevrilmiş ve ödüller kazanmış. Aynı Tavan Arasındaki Buda gibi, Bonzai de minimal ancak çok güçlü bir dile ve üsluba sahip. İşin ilginç yanı Japon gelinlerin ardından gelen Bonzai ismi de okurda gene bir kırılgan Japon estetiği duygusu yaratıyor. Bonzai, Julio ve Emilia’nın hikayesiyle yoğrulan küçük ve incelikli bir roman, tıpkı bonzailer gibi. Onların birliktelikleri yalnızca cinsel ya da duygusal değil, aynı zamanda edebi. Her gece sevişmeden önce birbirlerine şiir- komşuler, romanlar, öyküler okuyorlar. Flaubert’in Madame Bovary’sinden Yukio Mişima’nın Altın Tapınak’ına, Perec’in Uyuyan Adam’ından Raymond Carver’ın öykülerine… Her unutulmaz edebiyat kahramanı çift gibi onlar da ayrı düşüyor elbet ve sonunda Emilia ölüyor (bu daha kitabın ilk sayfasında belirtildiği için burada rahatlıkla yazabiliyorum). Ana kahramanlarından birinin ölümü dahi, edebiyat tarihinden bir başka ölümsüz kadın kahramanın ölümünü anımsatan (ancak bu kahramanı yazamıyorum, çünkü Emilia’nın nasıl öldüğünü hemen anlarsınız) bu romanda, aslında kahramanların başına gelenlerin de büyük bir önemi olmadığını anlıyorsunuz. Çünkü hemen her satırı edebiyatla nefes alan, kahramanları sevişirken dahi kitap okuyan, ana karakterlerden Julio’nun bir başka yazara yardım ederken kendi romanını yazmaya başlayan (ki o da aslında Bonzai’nin öyküsünün bir yansıması) bir yazar olduğu, bu (bir diğer) elmas mükemmelliğindeki romanın kutsal amacı, yalnızca edebiyatın güzelliğine bir övgü adeta…
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/notoskitap/public_html/wp-content/plugins/nm-custom-code/includes/post-social-share.php on line 16
Ayşen Güven, Posta, 4 Kasım 2017 “Okurken huzur bulmak, alışıldık ve güvenli yaşantılarımızı doğrulamak mı istiyoruz yoksa yeni bir deneyim ve anlam mı arıyoruz?” İspanyolca yazan en iyi romancılar arasında gösterilen Carlos Labbé, Türkçeye kazandırılan ilk romanı üzerine bir söyleşide bunu soruyor. Sahiden derdimiz ne? Tür tartışması çaresiz “Loquela-Sayıklama” karşısında. Çünkü edebi türlerin hep beraber dans …
Behçet Çelik, K24, 20 Ağustos 2020 “Akıp Giden Günlerimiz’deki birkaç öyküde yinelenen motifler var. Bunlardan biri hikâye anlatmakla ilgili. Öykü kişileri karşısındakiyle iletişim kurmakta zorlandıklarında hikâye anlatmakta bir çare umuyorlar, ne var ki farklı nedenlerle hikâye anlatmak da iletişimi sağlamıyor ya da kolaylaştırmıyor, en azından ilk seferde.” Özcan Yılmaz’ın geçtiğimiz günlerde yayımlanan ilk kitabı Akıp Giden …
Doğan Hızlan, Hürriyet, 31 Ocak 2015 Doğan Özlem’in ‘Persona’sı hem felsefecileri hem de bizde felsefenin gelişimini anlatan, okumamızın şart olduğu bir kitap Felsefeci Doğan Özlem, felsefecilerle ilgili ‘portre’ yazılarını bir kitapta toplamış, adı ‘Persona’. Hem Türk hem de yabancı felsefeciler hakkında fikirlerini ve diğer bilgileri sarmal bir üslupla kaleme almış. Onları okurken, bizde ve dünyada …
A. Ömer Türkeş, Hürriyet Kitap Sanat, 30 Mayıs 2021 C.D. Rose, ilk romanı ‘Herkes Başka Biriyken Kim Kimdir?’de unutulmuş ya da ıskalanmış kitaplar üzerine konferanslar vermek üzere bilmediği bir kente giden araştırmacının eğlenceli hikâyesini anlatıyor. Belirsizlikler etrafında gelişen, yer yer komik ve absürd bir roman. C. D. Rose, 1960’ta Manchester’da doğdu. O zamandan beri, yarım …
Ödül Getiren İlk Roman
Ayşe Burak, Sabah, 23 Haziran 2012
Bu ayın bir diğer mücevher kitabı, daha doğrusu novellası ise Şilili yazar Alejandro Zambra’nın Bonzai’si… Aynı adlı filmi de geçtiğimiz İstanbul Film Festivali’nde gösterilen romanın yazarı olan Zambra, yeni kuşak Şilili yazarların en önemlisi olarak gösteriliyor. Bonzai onun ilk romanı olsa da, şimdiden pek çok dile çevrilmiş ve ödüller kazanmış. Aynı Tavan Arasındaki Buda gibi, Bonzai de minimal ancak çok güçlü bir dile ve üsluba sahip. İşin ilginç yanı Japon gelinlerin ardından gelen Bonzai ismi de okurda gene bir kırılgan Japon estetiği duygusu yaratıyor. Bonzai, Julio ve Emilia’nın hikayesiyle yoğrulan küçük ve incelikli bir roman, tıpkı bonzailer gibi. Onların birliktelikleri yalnızca cinsel ya da duygusal değil, aynı zamanda edebi. Her gece sevişmeden önce birbirlerine şiir- komşuler, romanlar, öyküler okuyorlar. Flaubert’in Madame Bovary’sinden Yukio Mişima’nın Altın Tapınak’ına, Perec’in Uyuyan Adam’ından Raymond Carver’ın öykülerine… Her unutulmaz edebiyat kahramanı çift gibi onlar da ayrı düşüyor elbet ve sonunda Emilia ölüyor (bu daha kitabın ilk sayfasında belirtildiği için burada rahatlıkla yazabiliyorum). Ana kahramanlarından birinin ölümü dahi, edebiyat tarihinden bir başka ölümsüz kadın kahramanın ölümünü anımsatan (ancak bu kahramanı yazamıyorum, çünkü Emilia’nın nasıl öldüğünü hemen anlarsınız) bu romanda, aslında kahramanların başına gelenlerin de büyük bir önemi olmadığını anlıyorsunuz. Çünkü hemen her satırı edebiyatla nefes alan, kahramanları sevişirken dahi kitap okuyan, ana karakterlerden Julio’nun bir başka yazara yardım ederken kendi romanını yazmaya başlayan (ki o da aslında Bonzai’nin öyküsünün bir yansıması) bir yazar olduğu, bu (bir diğer) elmas mükemmelliğindeki romanın kutsal amacı, yalnızca edebiyatın güzelliğine bir övgü adeta…
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/notoskitap/public_html/wp-content/plugins/nm-custom-code/includes/post-social-share.php on line 16
İlgili Yazılar
Sayıklayan kim?
Ayşen Güven, Posta, 4 Kasım 2017 “Okurken huzur bulmak, alışıldık ve güvenli yaşantılarımızı doğrulamak mı istiyoruz yoksa yeni bir deneyim ve anlam mı arıyoruz?” İspanyolca yazan en iyi romancılar arasında gösterilen Carlos Labbé, Türkçeye kazandırılan ilk romanı üzerine bir söyleşide bunu soruyor. Sahiden derdimiz ne? Tür tartışması çaresiz “Loquela-Sayıklama” karşısında. Çünkü edebi türlerin hep beraber dans …
Özcan Yılmaz’ın öyküleri
Behçet Çelik, K24, 20 Ağustos 2020 “Akıp Giden Günlerimiz’deki birkaç öyküde yinelenen motifler var. Bunlardan biri hikâye anlatmakla ilgili. Öykü kişileri karşısındakiyle iletişim kurmakta zorlandıklarında hikâye anlatmakta bir çare umuyorlar, ne var ki farklı nedenlerle hikâye anlatmak da iletişimi sağlamıyor ya da kolaylaştırmıyor, en azından ilk seferde.” Özcan Yılmaz’ın geçtiğimiz günlerde yayımlanan ilk kitabı Akıp Giden …
Anıların ve bilgilerin içinden felsefeciler
Doğan Hızlan, Hürriyet, 31 Ocak 2015 Doğan Özlem’in ‘Persona’sı hem felsefecileri hem de bizde felsefenin gelişimini anlatan, okumamızın şart olduğu bir kitap Felsefeci Doğan Özlem, felsefecilerle ilgili ‘portre’ yazılarını bir kitapta toplamış, adı ‘Persona’. Hem Türk hem de yabancı felsefeciler hakkında fikirlerini ve diğer bilgileri sarmal bir üslupla kaleme almış. Onları okurken, bizde ve dünyada …
‘Olamayanlar’dan var olmayanlara
A. Ömer Türkeş, Hürriyet Kitap Sanat, 30 Mayıs 2021 C.D. Rose, ilk romanı ‘Herkes Başka Biriyken Kim Kimdir?’de unutulmuş ya da ıskalanmış kitaplar üzerine konferanslar vermek üzere bilmediği bir kente giden araştırmacının eğlenceli hikâyesini anlatıyor. Belirsizlikler etrafında gelişen, yer yer komik ve absürd bir roman. C. D. Rose, 1960’ta Manchester’da doğdu. O zamandan beri, yarım …