Modern edebiyatın iddiası bizi şaşırtmaktır. Tom McCarthy’in “C” adlı romanı da bu iddiayı sonuna kadar savunanlardan…
İngiliz edebiyatı, tıpkı ülkenin dünyadaki yeri gibi edebiyata da üst perdeden bakan tavrıyla biliniyor. Tom McCarthy’in “C”si de modern edebiyat öğelerinin neredeyse tamamını barındırmasıyla bu anlayışın ürünü. Serge Carrefax’ın kablosuz iletişim ve sağırlık üzerine inşa edilen hayatı, McCarthy’in kaleminden “C” romanı boyunca pek çok küçük girdapçığa dönüşmüş. Merkezi olmayan roman anlayışının bu ürünü, romanı okunur ve tat alınır kılmanın ötesine geçerek, romanı modern ve edebiyat ürünü yapma çabasının göstergesi. Aynı zamanda romanın böyle kurgulanmış yapısı, okuru birinden kaçsa ötekine yakalanacak edebi vantuzlarla örülü bir ağın içine çekiyor.
McCarthy’nin “C”sinde hem kablosuz iletişim gibi romanın geçtiği 20’inci yüzyılın başında bile uçuk bir hayal olan imgeler var. Aynı zamanda baş karakter Sergey’in annesinin sağırlara dudak okuma dersleri ve ipek böceği yetiştiriciliği de romanın diğer özelliklerinden. “C”deki kablosuz iletişim bölümleri, McCarthy’in günümüzden bir buçuk çağ öncesinde geçen romanının güncel iletişim olanaklarına dair göndermesi. Sağırlık imgesi de “C”yi modern yapan niteliklerden. Sağırların dudak okuyuşları, “C” romanın alt metinlerinin de okurun dudak okur gibi okunması çağrısından başkası değil. Nihayetinde ipek böceklerinin henüz canlıyken değerli ipekleri yemesinler diye kaynayan kazandaki sonları da, modern hayatın karmaşasına bir gönderme…
Göründüğü gibi modern ötesi anlamı taşıyan romanlar, her adımında aldatmaya sürüklenen kadının hikayesini baştan sona sıralı hikaye şeklinde anlatmak yerine okurun yaşamına dair imgelerden anlamlar çıkarmasını bekleyen yapıya sahip. İşin kötüsü, bu edebi anlayış özellikle son dönem İngiliz yazarları arasında pek yaygınken, McCarthy, modern romanlarda pek rastlanmayan bir niteliğe sahip, “C”nin hikaye yapısı, öyle pek elden kolay düşmeyecek festival havasında. Notos Kitap tarafından yayınlanan Tom McCartty’in “C”si, Kaya Genç tarafından çevrildi.
Haden Öz, Oggito, 17 Şubat 2020 Yazarlar ve şairlerle kısa kısa sorular ve yanıtlar içeren söyleşilerimizi sürdürüyoruz. Hızlı sorular, hızlı yanıtlar. Her yazarın dünyasına bir ışık düşürecek söyleşiler. Sorularımızı bu kez öykü yazarı Çiyil Kurtuluş’a sorduk, kısa yanıtlarımızı aldık. Hangi yazar, şair veya karakterle bir gününüzü geçirmek isterdiniz? Neden? Çiyil Kurtuluş: Aklımda birkaç kişi var, hiçbiri buralı değil ama …
Vaughan Rapatahana, Çev. Cihan Barış Özkan, Oggito, 17 Ekim 2018 Wilson bilhassa üretken bir yazardı, neredeyse iki yüz kitap yazdı. 2001’de Geoff Ward’a verdiği röportajda, Isaiah Berlin’in tilki ve kirpi yazarlar şeklindeki klasik ayrımına istinaden kendini kirpi yazarlardan arasında görüyordu. Colin Wilson muhtemelen İngiltere’nin meşhur tek varoluşçu filozofuydu. Nitekim Robert Solomon’ın Existentialism (Varoluşçuluk) derlemesinin 2004’teki yeni basımında …
Mehmet Fırat Pürselim, Yeşil Gazete, 31 Ağustos 2013 Alejandro Zambra, 1975 doğumlu Şilili bir yazar. Eve Dönmenin Yolları’nda, doğumundan iki yıl önce gerçekleşen Pinochet askeri darbesi sonrasını bir çocuğun gözünden anlatmış. Ben doğumumdan dört yıl önce olan muhtırayı ya da beş yıl sonra darbeyi nasıl anlatırdım? Acaba Latin Amerika edebiyatını her iki coğrafya da darbelerle …
A. Ömer Türkeş, Hürriyet Kitap Sanat, 12 Aralık 2019 Horacio Castellanos Moya, yarattığı öfke ve düşmanlıkla kültleşen ‘Tiksinti’ romanında, ülkesi El Salvador’dan umudunu yitirmiş bir adamın iç döküşünü anlatıyor. ‘Tiksinti’, Roberto Balano’nun ifadesiyle “Bir üslup alıştırması, Moya’nın Thomas Bernhard’ın kimi eserlerine yönelik parodisi ve insanı gülmekten öldüren bir roman.” Horacio Castellanos Moya, 1957’de Honduras’ın başkenti Tegucigalpa’da Honduraslı …
Edebiyatın yeni ‘C’ romanı
Erdinç Akkoyunlu, Star Sanat, 9 Haziran 2015
Modern edebiyatın iddiası bizi şaşırtmaktır. Tom McCarthy’in “C” adlı romanı da bu iddiayı sonuna kadar savunanlardan…
İngiliz edebiyatı, tıpkı ülkenin dünyadaki yeri gibi edebiyata da üst perdeden bakan tavrıyla biliniyor. Tom McCarthy’in “C”si de modern edebiyat öğelerinin neredeyse tamamını barındırmasıyla bu anlayışın ürünü. Serge Carrefax’ın kablosuz iletişim ve sağırlık üzerine inşa edilen hayatı, McCarthy’in kaleminden “C” romanı boyunca pek çok küçük girdapçığa dönüşmüş. Merkezi olmayan roman anlayışının bu ürünü, romanı okunur ve tat alınır kılmanın ötesine geçerek, romanı modern ve edebiyat ürünü yapma çabasının göstergesi. Aynı zamanda romanın böyle kurgulanmış yapısı, okuru birinden kaçsa ötekine yakalanacak edebi vantuzlarla örülü bir ağın içine çekiyor.
McCarthy’nin “C”sinde hem kablosuz iletişim gibi romanın geçtiği 20’inci yüzyılın başında bile uçuk bir hayal olan imgeler var. Aynı zamanda baş karakter Sergey’in annesinin sağırlara dudak okuma dersleri ve ipek böceği yetiştiriciliği de romanın diğer özelliklerinden. “C”deki kablosuz iletişim bölümleri, McCarthy’in günümüzden bir buçuk çağ öncesinde geçen romanının güncel iletişim olanaklarına dair göndermesi. Sağırlık imgesi de “C”yi modern yapan niteliklerden. Sağırların dudak okuyuşları, “C” romanın alt metinlerinin de okurun dudak okur gibi okunması çağrısından başkası değil. Nihayetinde ipek böceklerinin henüz canlıyken değerli ipekleri yemesinler diye kaynayan kazandaki sonları da, modern hayatın karmaşasına bir gönderme…
Göründüğü gibi modern ötesi anlamı taşıyan romanlar, her adımında aldatmaya sürüklenen kadının hikayesini baştan sona sıralı hikaye şeklinde anlatmak yerine okurun yaşamına dair imgelerden anlamlar çıkarmasını bekleyen yapıya sahip. İşin kötüsü, bu edebi anlayış özellikle son dönem İngiliz yazarları arasında pek yaygınken, McCarthy, modern romanlarda pek rastlanmayan bir niteliğe sahip, “C”nin hikaye yapısı, öyle pek elden kolay düşmeyecek festival havasında. Notos Kitap tarafından yayınlanan Tom McCartty’in “C”si, Kaya Genç tarafından çevrildi.
İlgili Yazılar
Çiyil Kurtuluş: “Okumanın olmadığı yerde yazmanın da bir ömrü var.” (Söyleşi)
Haden Öz, Oggito, 17 Şubat 2020 Yazarlar ve şairlerle kısa kısa sorular ve yanıtlar içeren söyleşilerimizi sürdürüyoruz. Hızlı sorular, hızlı yanıtlar. Her yazarın dünyasına bir ışık düşürecek söyleşiler. Sorularımızı bu kez öykü yazarı Çiyil Kurtuluş’a sorduk, kısa yanıtlarımızı aldık. Hangi yazar, şair veya karakterle bir gününüzü geçirmek isterdiniz? Neden? Çiyil Kurtuluş: Aklımda birkaç kişi var, hiçbiri buralı değil ama …
Münferit İngiliz Varoluşçu: Colin Wilson
Vaughan Rapatahana, Çev. Cihan Barış Özkan, Oggito, 17 Ekim 2018 Wilson bilhassa üretken bir yazardı, neredeyse iki yüz kitap yazdı. 2001’de Geoff Ward’a verdiği röportajda, Isaiah Berlin’in tilki ve kirpi yazarlar şeklindeki klasik ayrımına istinaden kendini kirpi yazarlardan arasında görüyordu. Colin Wilson muhtemelen İngiltere’nin meşhur tek varoluşçu filozofuydu. Nitekim Robert Solomon’ın Existentialism (Varoluşçuluk) derlemesinin 2004’teki yeni basımında …
Dostum Alejandro ile konuştuk biraz…
Mehmet Fırat Pürselim, Yeşil Gazete, 31 Ağustos 2013 Alejandro Zambra, 1975 doğumlu Şilili bir yazar. Eve Dönmenin Yolları’nda, doğumundan iki yıl önce gerçekleşen Pinochet askeri darbesi sonrasını bir çocuğun gözünden anlatmış. Ben doğumumdan dört yıl önce olan muhtırayı ya da beş yıl sonra darbeyi nasıl anlatırdım? Acaba Latin Amerika edebiyatını her iki coğrafya da darbelerle …
Öfke Konçertosu
A. Ömer Türkeş, Hürriyet Kitap Sanat, 12 Aralık 2019 Horacio Castellanos Moya, yarattığı öfke ve düşmanlıkla kültleşen ‘Tiksinti’ romanında, ülkesi El Salvador’dan umudunu yitirmiş bir adamın iç döküşünü anlatıyor. ‘Tiksinti’, Roberto Balano’nun ifadesiyle “Bir üslup alıştırması, Moya’nın Thomas Bernhard’ın kimi eserlerine yönelik parodisi ve insanı gülmekten öldüren bir roman.” Horacio Castellanos Moya, 1957’de Honduras’ın başkenti Tegucigalpa’da Honduraslı …