Tenten edebiyat olarak kabul edilir mi? Tom McCarthy, ‘Tenten ve Edebiyatın Gizemi’nde 20. yüzyılın en popüler çizgi karakterini felsefeden edebiyata derinlemesine inceliyor.
Gerçek ismi Georges Remi olan ve tıpkı sanatında(!) yaptığı gibi ‘bir örtme ve yeniden yazma edimiyle’ Herge kimliğine bürünen fakat böylelikle bir kez daha saklanan Tenten yazarı, başlı başına ilginç ve bir merak konusudur. İlk kez ‘komünizmin kötülüklerini ifşa etmeye yönelik’ bir propaganda çalışmasının parçası olarak yayımlanmaya başlanan ve politik olarak başlangıçta sağda duran Tenten serisi ise daha başlı başına bir meseledir. Yaratıcısı Herge’nin, pederşahi bir dille “Yarattım, korudum, bir babanın oğluna yaptığı gibi besleyip büyüttüm” dediği kahraman Tenten ve onun serüvenlerinin, canlı bir insan olarak yaygınlaşması şimdi de Tom McCarthy’nin kaleminde felsefeden edebiyata salınan temel bir incelemenin ana konusu. Çevirmen Cihat Taşçıoğlu’nun vurguladığı gibi, kitap sadece Herge’ye dair değil asıl edebiyatın yanı sıra pek çok felsefi, mitolojik hatta politik kavramları ele alarak ilerliyor.
Dışarıdan bakıldığında, bir ‘çizgi kahraman’ olarak tanımlanan Tenten üzerinden, Platon yanında Dickens, Balzac, Goethe, Baudelaire, Cervantes, Shakespeare, Flaubert, J. Joyce, Borges, J. P. Sartre ve R. Barthes ve Derrida yanında onlarca yazara ve şaire uzanmak yabana atılır bir bakış değil. Nasıl olur da ‘entelektüel içeriği olmayan’ kitaplar okuyarak büyüyen Herge, bir yandan ‘ezici kararlılıkla gönderimler içermelerine rağmen yine de hakiki edebiyatın radarının altında kalan’ Tenten sayesinde bu kadar geniş bir bağlam ve uzam içinde ele alınabilmektedir? McCarthy, “Sıfır derece gölgesi” diyecektir buna. Kelimenin tam anlamıyla ‘hiç’i ifade eden ve tasavvuftaki anlamıyla ‘yokluk’la her şeyi içerebilen!
Anahtar kavram sıfırdır hep. Bu haliyle bir yandan dil ve anlatıma dayalı manevi bir mucizeye işaret eder. Ama asıl ‘sıfır düzey tipleme’ olmasıyla, ana karakter, yani Tenten, ‘tarihin, yaşamın kendisinin sıfır düzeyidir’. İsteyen başlangıç dileyen yerinde sayma desin buna sonuç değişmez. Neticede Tenten, R. Barthes’ın yorumuyla “Geri alınmaz şekilde ihtiyatta tutulan en öte anlamın koruyucusudur.” Derrida’nın fikri daha başka bir alana açılır; “Potansiyel mevcudiyeti edebiyat olasılığını garanti altında tutan sırrın, bu sırrın görülür hale gelme koşullarının avatarıdır” der. 24 kitapla yarım asır devam eden bu macera kendisini genişletmiş ve derinleştirmiş olmalı ki bu yöndeki yorumlara kaynak olabiliyor hâlâ.
Her ne kadar Tenten’in ‘edebiyat radarının altında kaldığı’ söylense de Derrida, ‘felsefenin özünün edebiyat olduğunu’ düşünmekte, bu görüş, McCarthy’ tarafından dönüştürülmektedir. ‘İletişim teknolojilerinin ortaya çıktığı ve dünyayı kalıcı şekilde değiştirdiği bir yüzyılda yazılan, çizilen kitaplar’, ilginç metinler olarak ‘okuma anları ve yorumlama edimleri içermeleri’ sebebiyle bu denli geniş ve salınımlı bir bağlama oturtulabiliyor. Baudelaire’nin ‘büyük geçmiş dürtüsü’ de, ‘bilmece üreten ve bunun çözümüne yönelten’ yapısıyla ‘hermenötik’ göz kırpması da, sürekli beliriş ve kayboluşlardan kaynayan ‘dram’ potansiyeli de ona anlatı statüsü kazandırmakta, salt bir macera olmanın ötesinde Sartre’nın ‘edebiyat nedir’ sorusuna muhatap kılmaktadır.
Kurguya gerçeklik cilası vermek, paradoks ve oyunbazlıklar, yoğun ve yüklü durumlar, muazzam sembolik dışavurumlar, güneş, su, ev, tütün gibi anlatım unsurları ve bunların zengin envanterinin ötesinde, McCarthy ‘Bir yazıyı edebi kılan nedir ve bu nasıl irdelenir?’, asıl bunu duyurmak ister sanki okura.
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/notoskitap/public_html/wp-content/plugins/nm-custom-code/includes/post-social-share.php on line 16
Necip Tosun, Arka Kapak 14.sayı, Kasım 2016 Gabriel García Márquez, Carlos Fuentes, Mario Vargas Llosa, Julio Cortázar, Juan Rulfo, Jorge Luis Borges bütün bir dünya edebiyatını etkileyen Latin Amerika’nın büyük isimleri. Alejandro Zambra ise Güney Amerika’nın, Şili’nin son zamanlarda yetiştirdiği önemli isimlerden. Türkçede Bonzai, Eve Dönmenin Yolları ve Ağaçların Özel Hayatı romanlarıyla tanınan yazar şimdi de Belgelerim adlı öykü kitabıyla …
Merve Küçüksarp, Bianet, 11 Nisan 2020 Şilili şair ve yazar Alejandro Zambra’nın, edebiyatla olan ilişkisini ve deneyimlerini paylaştığı “Serbest Kürsü” Notos Kitap tarafından yayımlandı. Daha önce “Bonzai”, “Ağaçların Özel Hayatı”, “Eve Dönmenin Yolları”, “Belgelerim”, “Soru Kitapçığı” isimli eserleri dilimize kazandırılan Zambra, bu defa “Serbest Kürsü”de katıldığı konferansların konuşma metinlerini ve edebiyat üzerine yazdığı denemeleri okurlarıyla …
Sedat Sezgin, Edebiyat Haber, 6 Kasım 2019 “Gökler insancıl değil, ne üstümdeki ne altımdaki ne de içimdeki yaşam öyle.” Çek yazar Bohumil Hrabal’ın Gürültülü Yalnızlık romanının kahramanı Hanta’nın ağzından dökülen bu söz akla doğal olarak “İnsancıl olan nedir?” sorusunu getirebilir. Gerçi yapıtta mesafe kat ederken vardığımız bu sayfada artık Hanta’nın bu konudaki görüşünü tamı tamına olmasa da ne demek …
Esra Yalazan, T24, 9 Ağustos 2015 Geçmişe, geleceğe, şimdiki zamanın parçalarınmış ruhuna sıçrayan çok parçalı yapısına rağmen tek bir gecede geçen düşüncelerin romanı ‘Ağaçların Özel Hayatı’, kendini sorgulayan bir yazarın içsesiyle biriken hikayelerin buluştuğu, yazı sanatının sorgulandığı özel bir kitap. İnsanlığın en basit felsefi soruları gündelik hayat pratiklerinin içinde kaybolur; Kimiz, nereden geliyoruz, nereye kadar …
Tenten ve gizemi
Ömer Erdem, Radikal Kitap, 5 Ağustos 2016
Tenten edebiyat olarak kabul edilir mi? Tom McCarthy, ‘Tenten ve Edebiyatın Gizemi’nde 20. yüzyılın en popüler çizgi karakterini felsefeden edebiyata derinlemesine inceliyor.
Gerçek ismi Georges Remi olan ve tıpkı sanatında(!) yaptığı gibi ‘bir örtme ve yeniden yazma edimiyle’ Herge kimliğine bürünen fakat böylelikle bir kez daha saklanan Tenten yazarı, başlı başına ilginç ve bir merak konusudur. İlk kez ‘komünizmin kötülüklerini ifşa etmeye yönelik’ bir propaganda çalışmasının parçası olarak yayımlanmaya başlanan ve politik olarak başlangıçta sağda duran Tenten serisi ise daha başlı başına bir meseledir. Yaratıcısı Herge’nin, pederşahi bir dille “Yarattım, korudum, bir babanın oğluna yaptığı gibi besleyip büyüttüm” dediği kahraman Tenten ve onun serüvenlerinin, canlı bir insan olarak yaygınlaşması şimdi de Tom McCarthy’nin kaleminde felsefeden edebiyata salınan temel bir incelemenin ana konusu. Çevirmen Cihat Taşçıoğlu’nun vurguladığı gibi, kitap sadece Herge’ye dair değil asıl edebiyatın yanı sıra pek çok felsefi, mitolojik hatta politik kavramları ele alarak ilerliyor.
Dışarıdan bakıldığında, bir ‘çizgi kahraman’ olarak tanımlanan Tenten üzerinden, Platon yanında Dickens, Balzac, Goethe, Baudelaire, Cervantes, Shakespeare, Flaubert, J. Joyce, Borges, J. P. Sartre ve R. Barthes ve Derrida yanında onlarca yazara ve şaire uzanmak yabana atılır bir bakış değil. Nasıl olur da ‘entelektüel içeriği olmayan’ kitaplar okuyarak büyüyen Herge, bir yandan ‘ezici kararlılıkla gönderimler içermelerine rağmen yine de hakiki edebiyatın radarının altında kalan’ Tenten sayesinde bu kadar geniş bir bağlam ve uzam içinde ele alınabilmektedir? McCarthy, “Sıfır derece gölgesi” diyecektir buna. Kelimenin tam anlamıyla ‘hiç’i ifade eden ve tasavvuftaki anlamıyla ‘yokluk’la her şeyi içerebilen!
Anahtar kavram sıfırdır hep. Bu haliyle bir yandan dil ve anlatıma dayalı manevi bir mucizeye işaret eder. Ama asıl ‘sıfır düzey tipleme’ olmasıyla, ana karakter, yani Tenten, ‘tarihin, yaşamın kendisinin sıfır düzeyidir’. İsteyen başlangıç dileyen yerinde sayma desin buna sonuç değişmez. Neticede Tenten, R. Barthes’ın yorumuyla “Geri alınmaz şekilde ihtiyatta tutulan en öte anlamın koruyucusudur.” Derrida’nın fikri daha başka bir alana açılır; “Potansiyel mevcudiyeti edebiyat olasılığını garanti altında tutan sırrın, bu sırrın görülür hale gelme koşullarının avatarıdır” der. 24 kitapla yarım asır devam eden bu macera kendisini genişletmiş ve derinleştirmiş olmalı ki bu yöndeki yorumlara kaynak olabiliyor hâlâ.
Her ne kadar Tenten’in ‘edebiyat radarının altında kaldığı’ söylense de Derrida, ‘felsefenin özünün edebiyat olduğunu’ düşünmekte, bu görüş, McCarthy’ tarafından dönüştürülmektedir. ‘İletişim teknolojilerinin ortaya çıktığı ve dünyayı kalıcı şekilde değiştirdiği bir yüzyılda yazılan, çizilen kitaplar’, ilginç metinler olarak ‘okuma anları ve yorumlama edimleri içermeleri’ sebebiyle bu denli geniş ve salınımlı bir bağlama oturtulabiliyor. Baudelaire’nin ‘büyük geçmiş dürtüsü’ de, ‘bilmece üreten ve bunun çözümüne yönelten’ yapısıyla ‘hermenötik’ göz kırpması da, sürekli beliriş ve kayboluşlardan kaynayan ‘dram’ potansiyeli de ona anlatı statüsü kazandırmakta, salt bir macera olmanın ötesinde Sartre’nın ‘edebiyat nedir’ sorusuna muhatap kılmaktadır.
Kurguya gerçeklik cilası vermek, paradoks ve oyunbazlıklar, yoğun ve yüklü durumlar, muazzam sembolik dışavurumlar, güneş, su, ev, tütün gibi anlatım unsurları ve bunların zengin envanterinin ötesinde, McCarthy ‘Bir yazıyı edebi kılan nedir ve bu nasıl irdelenir?’, asıl bunu duyurmak ister sanki okura.
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/notoskitap/public_html/wp-content/plugins/nm-custom-code/includes/post-social-share.php on line 16
İlgili Yazılar
Güney Amerika’dan Yeni Bir Ses: Alejandro Zambra
Necip Tosun, Arka Kapak 14.sayı, Kasım 2016 Gabriel García Márquez, Carlos Fuentes, Mario Vargas Llosa, Julio Cortázar, Juan Rulfo, Jorge Luis Borges bütün bir dünya edebiyatını etkileyen Latin Amerika’nın büyük isimleri. Alejandro Zambra ise Güney Amerika’nın, Şili’nin son zamanlarda yetiştirdiği önemli isimlerden. Türkçede Bonzai, Eve Dönmenin Yolları ve Ağaçların Özel Hayatı romanlarıyla tanınan yazar şimdi de Belgelerim adlı öykü kitabıyla …
Zambra’nın “Yazar Odası”
Merve Küçüksarp, Bianet, 11 Nisan 2020 Şilili şair ve yazar Alejandro Zambra’nın, edebiyatla olan ilişkisini ve deneyimlerini paylaştığı “Serbest Kürsü” Notos Kitap tarafından yayımlandı. Daha önce “Bonzai”, “Ağaçların Özel Hayatı”, “Eve Dönmenin Yolları”, “Belgelerim”, “Soru Kitapçığı” isimli eserleri dilimize kazandırılan Zambra, bu defa “Serbest Kürsü”de katıldığı konferansların konuşma metinlerini ve edebiyat üzerine yazdığı denemeleri okurlarıyla …
Bohumil Hrabal’in “Gürültülü Yalnızlık” romanı ya da kitap tapıcısı
Sedat Sezgin, Edebiyat Haber, 6 Kasım 2019 “Gökler insancıl değil, ne üstümdeki ne altımdaki ne de içimdeki yaşam öyle.” Çek yazar Bohumil Hrabal’ın Gürültülü Yalnızlık romanının kahramanı Hanta’nın ağzından dökülen bu söz akla doğal olarak “İnsancıl olan nedir?” sorusunu getirebilir. Gerçi yapıtta mesafe kat ederken vardığımız bu sayfada artık Hanta’nın bu konudaki görüşünü tamı tamına olmasa da ne demek …
Beklerken yazma umudunun kitabı: Ağaçların Özel Hayatı
Esra Yalazan, T24, 9 Ağustos 2015 Geçmişe, geleceğe, şimdiki zamanın parçalarınmış ruhuna sıçrayan çok parçalı yapısına rağmen tek bir gecede geçen düşüncelerin romanı ‘Ağaçların Özel Hayatı’, kendini sorgulayan bir yazarın içsesiyle biriken hikayelerin buluştuğu, yazı sanatının sorgulandığı özel bir kitap. İnsanlığın en basit felsefi soruları gündelik hayat pratiklerinin içinde kaybolur; Kimiz, nereden geliyoruz, nereye kadar …