Şilili Alejandro Zambra yeni kuşakların en parlak yazarlarından birisi olarak görülüyor. Yakın gelecekte dünya edebiyatının en çok konuşulan yazarlarından birisi olacağını sanıyorum. ‘Belgelerim’ sıra dışı bir öykü kitabı.
Alejandro Zambra, Şilili bu genç yazar çoktandır gözümde bir büyücünün yerini aldı. Onun yazdıklarını okumak, edebiyatın bizde öteden beri bilinegelen ve yaygınlaştıkça kolaylaşan anlatım biçimlerinin elinde tekdüzeliğe boyun eğmek zorunda olmadığını anlatıyor. ‘Bonzai’, ‘Ağaçların Özel Hayatı’ ve ‘Eve Dönmenin Yolları’nı art arda okuduktan sonra, siyasal baskıların yol açtığı acıların gündelik sıradan hayatın içinde nasıl kurgulanabileceğini biraz daha iyi anladım. Oysa bunu beklerken susuz kaldık.Yaşadıklarımızı anlatma konusunda edebiyatımızın eksikliği olduğunu söyleyebilir miyiz? Son birkaç yılda yazılan romanlarda, görülmemiş sertlikteki gelişmelerin ne kadar ve nasıl edebiyatın konusu olduğuna bakarak değerlendirebiliriz bunu. Bana öyle geliyor ki yaşanan korkunç zamanları ve acılarını içselleştirerek yazmak, yazarın zihninden hiç çıkmaz. Yazmaya başlayınca siyasal bir dil ve söylem kendini göstermişse canı sıkılabilir. Orada bir yerde tıkanır yazar. Nasıl açacak damarı? Elbette kitaplara bakarak. Kurmaca içinde nelerin nasıl anlatıldığını önceden okuduklarından çıkarmış, iyi örnekleri başucuna almıştır. Yoksa nasıl yazabilir.
Alejandro Zambra’nın yazdıklarına sık sık dönüp bakabilirsiniz. Onun yarattığı özgün kurmaca ve anlatım biçimi taklit edilemez ama etkilenebilirsiniz. Özgün bir biçim, yalnızca onun benzerini yazma eğilimini tetiklemez, aynı zamanda kendine özgü bir biçim yaratma çabasına da güç verir.
Zambra’nın ‘Belgelerim’deki öyküleri âdeta otobiyografi, belgesel, anı gibi yazılmış. Oysa bunların hiçbiri olmadığını biliyoruz. ‘Belgelerim’, yazılıp bilgisayarın Belgelerim klasöründe saklanan metinler, hayat hikâyeleri. Çocukluktan başlayıp gençlik ve yetişkinlik zamanlarına uzanan hikâyeleri anlatıcının bile değil, yazarın hayatından kesitler gibi okumaya başlayabilirsiniz.
‘Belgelerim’ öyküsünde anlatıcı dört beş yaşlarına doğru giderken sanki aynı anlatıcı sonra gelen öykülerde gençlik yıllarının hikâyelerini anlatır, aynı hayatın izini sürer. Yazar mı, anlatıcı mı arasındaki ayrım bazı yerlerde belirsizleşmeye başlar. Zambra’nın anlatım biçimi de bizi bu belirsizlik üstüne düşünmeye zorluyor.
Oysa böyle bir iç içelik yok. Belki yazarın yaşadıklarından gelenler de vardır anlatılanlarda ama bu önemli değil. Sonunda öykü okuyoruz. Anlatılanların gerçekten yaşanmış gibi görünmesinin nedeni, Zambra’nın ‘Belgelerim’ adına uygun, yani gerçekmiş gibi görünen öyküler kurmayı baştan tasarlamış olmasıdır.
Zambra’nın öyküleri birer üstkurmaca olarak da okunabilir. Okuduğumuz öykülerin yazılma hikâyesi içinde bir gölge yazar ara sıra görünür. Arada anlatıcı, “Hikâye böyle bitemez, diye düşünüyorum” da der, “Şimdi olayların sırasına sadık kalmak daha iyi olacak” da.
Yaşanmış oldukları duygusunun kaçınılmaz bir artısı da, öykülerin bütününe işleyen ironi. Öykü ve romanda ironi zordur, yazarın düşünme ve görme biçiminden gelir ve -’Belgelerim’deki öykülerde olduğu gibi- aynı zamanda acıların da yaşandığı hayatları anlatırken yazılanın niteliğini biraz daha yükseltir. Bir yanda sürekli yıpranırken öbür yanda hayatımızı ikame edecek bir dünya kuruyor, ona sıkı sıkı sarılıyoruz.
‘Çok İyi Sigara İçerdim’ kolay rastlanmayacak biçimde bir öykü. Zambra bu öyküde anlatım biçimini biraz daha zorluyor. Sigara içmekle içmemek arasındaki ayrımları eğlenceli biçimde irdelerken, “Sigara içenler için gerçeğe yakın olan, sigara içmeyenler için edebiyattır” gibi sözler ediyor, Italo Svevo’dan Heinrich Böll’e, sigarayla yazarlar ve yazdıkları arasındaki ilişkinin hikâyeleri içinde dolanıp duruyor. Ve gene aynı soru: Öykünün sınırları nerelere kadar uzatılabilir. Başkalarının da çoğu kez yaptığı gibi, Alejandro Zambra’nın bütün yazdıklarında ve öykü kitabı ‘Belgelerim’de, belirgin bir Roberto Bolaño etkisi var. Gerçek ile kurmacanın birbirinin yerini aldığı duygusunu uyandıran metinler. Sonunda birer kurmaca olduklarını elbette gösterirler. Bir etki ya da bir kuşaktan öbürüne aktarılan yenilikçi anlayış bu. Kendisi de yadsımıyordur bunu.
Alejandro Zambra bugün de yeni kuşakların en parlak yazarlarından birisi olarak görülüyor. Yakın gelecekte dünya edebiyatının en çok konuşulan ve değerlendirilen yazarlarından birisi olacağını sanıyorum. Belgelerim sıra dışı bir öykü kitabı. Onu hak ettiği gibi anlamak için Alejandro Zambra’nın ondan da önce okunması gereken romanlarını unutmayalım.
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/notoskitap/public_html/wp-content/plugins/nm-custom-code/includes/post-social-share.php on line 16
Şenay Eroğlu Aksoy, Evrensel, 21 Mayıs 2020 Yazar Çiyil Kurtuluş’la “Aramızda Bir Bahçe Yakınlığı” isimli öykü kitabını konuştuk: İyi yazılmış kurmaca metinleri merakla okumamızın nedeni de yapıp ettiklerimize bir anlam bulmak değil midir? Yazar Çiyil Kurtuluş ile son çıkardığı öykü kitabı olan “Aramızda Bir Bahçe Yakınlığı”nı konuştuk. Kurtuluş, kendi deyimiyle bir şeyleri iyileştirebilmek için …
Dilek Karaaslan, Oggito, 4 Mart 2021 Çocuklar için, “Her şey yekparedir, her şey onlardan önce hatta ezelden beridir vardır. Karşılığında sevgi alabilmek için masum olduklarına dair miti yaşatmak zorundadırlar. Masum olmaları yetmez, bunu göstermeleri de gerekir.” Işıklar Ülkesi Işıklar Ülkesi, Andrés Barba’nın Türkçeye çevirilen ilk eseri. Notos okuru iyi yazarlarla buluşturma geleneğini devam ettirerek Granta’nın İspanyolca …
Kadir Işık, BirGün Kitap, 12 Mart 2021 Özcan Yılmaz’ın Notos Kitap’tan çıkan son öykü kitabı Akıp Giden Günlerimiz’deki karakterler, içinde bulundukları çevreyle paralel hayatlar yaşayan ve kendi dünyalarının dışına çıkamadan var olmaya çalışan aykırı bireyler. Notos Kitap’tan yayımlanan Özcan Yılmaz’ın ilk kitabı ‘Akıp Giden Günlerimiz’ son zamanlarda okuduğum öykü kitapları içinde farklı bir yerde. Yazarın …
Kaya Genç, Milliyet Kitap, Haziran 2014 Tom McCarthy’nin romanı “C”, 1898 doğumlu Serge Carrefax ve kızkardeşi Sophie’nin çocukluktan ergenliğe ve yetişkinliğe geçiş öyküsünü anlatıyor. İngiliz yazar Tom McCarthy için günümüzün en yaratıcı romancılarından biri diyebilir miyiz? Bence diyebiliriz. Ben ayrıca McCarthy için “Ulysses”in yazarı James Joyce ile Tenten’in yaratıcısı Herge’in benzersiz bir karışımı da diyebileceğimiz …
Çok konuşulacak bir yazar
Semih Gümüş, Radikal Kitap, 26 Ağustos 2016
Şilili Alejandro Zambra yeni kuşakların en parlak yazarlarından birisi olarak görülüyor. Yakın gelecekte dünya edebiyatının en çok konuşulan yazarlarından birisi olacağını sanıyorum. ‘Belgelerim’ sıra dışı bir öykü kitabı.
Alejandro Zambra, Şilili bu genç yazar çoktandır gözümde bir büyücünün yerini aldı. Onun yazdıklarını okumak, edebiyatın bizde öteden beri bilinegelen ve yaygınlaştıkça kolaylaşan anlatım biçimlerinin elinde tekdüzeliğe boyun eğmek zorunda olmadığını anlatıyor. ‘Bonzai’, ‘Ağaçların Özel Hayatı’ ve ‘Eve Dönmenin Yolları’nı art arda okuduktan sonra, siyasal baskıların yol açtığı acıların gündelik sıradan hayatın içinde nasıl kurgulanabileceğini biraz daha iyi anladım. Oysa bunu beklerken susuz kaldık.Yaşadıklarımızı anlatma konusunda edebiyatımızın eksikliği olduğunu söyleyebilir miyiz? Son birkaç yılda yazılan romanlarda, görülmemiş sertlikteki gelişmelerin ne kadar ve nasıl edebiyatın konusu olduğuna bakarak değerlendirebiliriz bunu. Bana öyle geliyor ki yaşanan korkunç zamanları ve acılarını içselleştirerek yazmak, yazarın zihninden hiç çıkmaz. Yazmaya başlayınca siyasal bir dil ve söylem kendini göstermişse canı sıkılabilir. Orada bir yerde tıkanır yazar. Nasıl açacak damarı? Elbette kitaplara bakarak. Kurmaca içinde nelerin nasıl anlatıldığını önceden okuduklarından çıkarmış, iyi örnekleri başucuna almıştır. Yoksa nasıl yazabilir.
Alejandro Zambra’nın yazdıklarına sık sık dönüp bakabilirsiniz. Onun yarattığı özgün kurmaca ve anlatım biçimi taklit edilemez ama etkilenebilirsiniz. Özgün bir biçim, yalnızca onun benzerini yazma eğilimini tetiklemez, aynı zamanda kendine özgü bir biçim yaratma çabasına da güç verir.
Zambra’nın ‘Belgelerim’deki öyküleri âdeta otobiyografi, belgesel, anı gibi yazılmış. Oysa bunların hiçbiri olmadığını biliyoruz. ‘Belgelerim’, yazılıp bilgisayarın Belgelerim klasöründe saklanan metinler, hayat hikâyeleri. Çocukluktan başlayıp gençlik ve yetişkinlik zamanlarına uzanan hikâyeleri anlatıcının bile değil, yazarın hayatından kesitler gibi okumaya başlayabilirsiniz.
‘Belgelerim’ öyküsünde anlatıcı dört beş yaşlarına doğru giderken sanki aynı anlatıcı sonra gelen öykülerde gençlik yıllarının hikâyelerini anlatır, aynı hayatın izini sürer. Yazar mı, anlatıcı mı arasındaki ayrım bazı yerlerde belirsizleşmeye başlar. Zambra’nın anlatım biçimi de bizi bu belirsizlik üstüne düşünmeye zorluyor.
Oysa böyle bir iç içelik yok. Belki yazarın yaşadıklarından gelenler de vardır anlatılanlarda ama bu önemli değil. Sonunda öykü okuyoruz. Anlatılanların gerçekten yaşanmış gibi görünmesinin nedeni, Zambra’nın ‘Belgelerim’ adına uygun, yani gerçekmiş gibi görünen öyküler kurmayı baştan tasarlamış olmasıdır.
Zambra’nın öyküleri birer üstkurmaca olarak da okunabilir. Okuduğumuz öykülerin yazılma hikâyesi içinde bir gölge yazar ara sıra görünür. Arada anlatıcı, “Hikâye böyle bitemez, diye düşünüyorum” da der, “Şimdi olayların sırasına sadık kalmak daha iyi olacak” da.
Yaşanmış oldukları duygusunun kaçınılmaz bir artısı da, öykülerin bütününe işleyen ironi. Öykü ve romanda ironi zordur, yazarın düşünme ve görme biçiminden gelir ve -’Belgelerim’deki öykülerde olduğu gibi- aynı zamanda acıların da yaşandığı hayatları anlatırken yazılanın niteliğini biraz daha yükseltir. Bir yanda sürekli yıpranırken öbür yanda hayatımızı ikame edecek bir dünya kuruyor, ona sıkı sıkı sarılıyoruz.
‘Çok İyi Sigara İçerdim’ kolay rastlanmayacak biçimde bir öykü. Zambra bu öyküde anlatım biçimini biraz daha zorluyor. Sigara içmekle içmemek arasındaki ayrımları eğlenceli biçimde irdelerken, “Sigara içenler için gerçeğe yakın olan, sigara içmeyenler için edebiyattır” gibi sözler ediyor, Italo Svevo’dan Heinrich Böll’e, sigarayla yazarlar ve yazdıkları arasındaki ilişkinin hikâyeleri içinde dolanıp duruyor. Ve gene aynı soru: Öykünün sınırları nerelere kadar uzatılabilir. Başkalarının da çoğu kez yaptığı gibi, Alejandro Zambra’nın bütün yazdıklarında ve öykü kitabı ‘Belgelerim’de, belirgin bir Roberto Bolaño etkisi var. Gerçek ile kurmacanın birbirinin yerini aldığı duygusunu uyandıran metinler. Sonunda birer kurmaca olduklarını elbette gösterirler. Bir etki ya da bir kuşaktan öbürüne aktarılan yenilikçi anlayış bu. Kendisi de yadsımıyordur bunu.
Alejandro Zambra bugün de yeni kuşakların en parlak yazarlarından birisi olarak görülüyor. Yakın gelecekte dünya edebiyatının en çok konuşulan ve değerlendirilen yazarlarından birisi olacağını sanıyorum. Belgelerim sıra dışı bir öykü kitabı. Onu hak ettiği gibi anlamak için Alejandro Zambra’nın ondan da önce okunması gereken romanlarını unutmayalım.
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/notoskitap/public_html/wp-content/plugins/nm-custom-code/includes/post-social-share.php on line 16
İlgili Yazılar
“Dünyayı sahici bir yer yapmak için yazıyorum” (Söyleşi)
Şenay Eroğlu Aksoy, Evrensel, 21 Mayıs 2020 Yazar Çiyil Kurtuluş’la “Aramızda Bir Bahçe Yakınlığı” isimli öykü kitabını konuştuk: İyi yazılmış kurmaca metinleri merakla okumamızın nedeni de yapıp ettiklerimize bir anlam bulmak değil midir? Yazar Çiyil Kurtuluş ile son çıkardığı öykü kitabı olan “Aramızda Bir Bahçe Yakınlığı”nı konuştuk. Kurtuluş, kendi deyimiyle bir şeyleri iyileştirebilmek için …
Andrés Barba’nın Işıklar Ülkesi ile Tuttuğu Ayna
Dilek Karaaslan, Oggito, 4 Mart 2021 Çocuklar için, “Her şey yekparedir, her şey onlardan önce hatta ezelden beridir vardır. Karşılığında sevgi alabilmek için masum olduklarına dair miti yaşatmak zorundadırlar. Masum olmaları yetmez, bunu göstermeleri de gerekir.” Işıklar Ülkesi Işıklar Ülkesi, Andrés Barba’nın Türkçeye çevirilen ilk eseri. Notos okuru iyi yazarlarla buluşturma geleneğini devam ettirerek Granta’nın İspanyolca …
Var olmaya çalışan aykırı bireyler
Kadir Işık, BirGün Kitap, 12 Mart 2021 Özcan Yılmaz’ın Notos Kitap’tan çıkan son öykü kitabı Akıp Giden Günlerimiz’deki karakterler, içinde bulundukları çevreyle paralel hayatlar yaşayan ve kendi dünyalarının dışına çıkamadan var olmaya çalışan aykırı bireyler. Notos Kitap’tan yayımlanan Özcan Yılmaz’ın ilk kitabı ‘Akıp Giden Günlerimiz’ son zamanlarda okuduğum öykü kitapları içinde farklı bir yerde. Yazarın …
Bu kitabın adı “C”
Kaya Genç, Milliyet Kitap, Haziran 2014 Tom McCarthy’nin romanı “C”, 1898 doğumlu Serge Carrefax ve kızkardeşi Sophie’nin çocukluktan ergenliğe ve yetişkinliğe geçiş öyküsünü anlatıyor. İngiliz yazar Tom McCarthy için günümüzün en yaratıcı romancılarından biri diyebilir miyiz? Bence diyebiliriz. Ben ayrıca McCarthy için “Ulysses”in yazarı James Joyce ile Tenten’in yaratıcısı Herge’in benzersiz bir karışımı da diyebileceğimiz …