Horacio Castellanos Moya’nın edebiyat çevreleri tarafından çok beğenilen, ancak ülkesinde hayli eleştirilere maruz kaldığı, hatta ölüm tehditleri aldığı “Tiksinti” romanı, tek bir paragraf halinde yazılmış etkileyici bir novella. “… hakaret virtüözü Thomas Bernhard üslubunda bir öfke konçertosu,” adeta.
Romanın başkahramanı sanat tarihi profesörü Edgardo Vega’nın, on sekiz yıllık sürgünün sonunda annesinin cenazesi için döndüğü ülkesindeki tek arkadaşı Moya’yla sohbetini okuruz “Tiksinti”de. Vega, bir şeyler içmek ve dertleşmek için arkadaşını bir bara davet eder. Burası birçok insanın sevmediği ancak Vega’nın en sevdiği yerdir. Zaten Vega ülkedeki herkesten ve onların beğendiği her şeyden tiksinir neredeyse. “Cahil halkların birincil ve başlıca özelliğidir bu, kendi çöplüklerini dünyanın en iyi yeri kabul ederler,” diye söylenir.
İki arkadaş Marist Keşişler okulundan arkadaştır. Vega o günleri nefretle anar. Yirmi yaşında ülkesinden kaçıp Montreal’e yerleşmiş, sanat tarihi profesörü olmuştur. On sekiz yıl sonra annesinin cenazesi için geri dönmüş olması ülkesine olan nefretini tekrar açığa çıkarır, bunu arkadaşıyla paylaşır. Vega içini döküp anılarını tazeler. Ülkesinin içkisinden yemeğine, kültüründen eğitim sistemine, politikacısından doktoruna kadar bütün iklimine kendi üslubu üzerinden nefretini dile getirir. Böylece okura ayna olur. Okur kahramanla birlikte içinde bulunduğu durumu sorgulayarak kendi yaşadığı benzer sorunlarla yüzleşebilir. Vega ülkenin kalabalığından, eğitiminden, siyasetinden, medyasından, pembe dizilerden, ekrana kilitlenen insanlardan, eğitimsiz beyinlerden nasıl nefret ettiğini anlatır, Moya ise bütün sohbeti okura aktarır. “Ne edebiyat, ne tarih ne de beşeri bilimlerle alakası olabilecek herhangi bir şey kimsenin ilgisini çekmez… Tarihlerini ne umursayan ne de öğrenmek isteyen bireylerin yaşadığı bir yere, yegâne ilgi alanları askerleri taklit etmek ve şirket yöneticisi olmak isteyen bireylerin yaşadığı bir yere nasıl devlet diyebilirler.”
El Salvador’un yaşadığı iç savaş toplumda derin izler bırakmış, şiddet ülkede normal bir durum haline gelmiştir. Bu durum halkın psikolojisini bozmuş, birbirine sevgisini ve saygısını yitirmiş, iyiliği unutmuş, demokrasiye güvenmeyen bir kitle ortaya çıkarmıştır. Roman, “Thomas Bernhard San Salvador’da,” başlığıyla açılır. Vega da neredeyse usta ve öfkeli yazar Bernhard gibi düşünen, onun gibi huysuz, onun gibi vatanıyla barışamayan bir karakterdir. Vega’nın tavrı ve bakış açısı Bernhard’a her daim atıfta bulunur. Romanın finaline doğru trajikomik bir durum ortaya çıkar. Annesinden miras kalan evin satışıyla ilgili işlemler için kısa bir süre daha ülkede bulunan Vega, bir gece kardeşi ve arkadaşıyla talihsiz bir olay yaşar, cebinde taşıdığı Kanada pasaportunu kaybeder. Kendini bir anda öfke nöbetlerinin içinde bulan Vega, ayrılmak istediği ülkede saplanıp kalma korkusu çılgına döner. Bu durum kontrolsüzce davranmasına sebep olur. Bütün bunları okurken zaman zaman acıma, zaman zaman da gülünç gelen duygu karmaşasının içinde bulabiliriz okur olarak kendimizi.
Notos Kitap etiketi ve Süleyman Doğru’nun çevirisiyle okurla buluşan Tiksinti, akıcı anlatımıyla bir solukta okunan, hem düşündüren, hem tebessüm ettiren nitelikli bir roman. Roberto Bolano’nun dediği gibi: “Tiksinti elbette ki sadece bir hesap kapatmadan ya da bir yazarın ahlaki ve politik ortam karşısındaki derin ümitsizliğinin ifadesinden ibaret değil, aynı zamanda bir üslup alıştırması, Castellanos Moya’nın Bernhard’ın kimi eserlerine yönelik parodisi ve insanı gülmekten öldüren bir roman.”
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/notoskitap/public_html/wp-content/plugins/nm-custom-code/includes/post-social-share.php on line 16
Şenay Eroğlu Aksoy, Birgün Kitap, Kasım 2013 Alejandro Zambra’nın Türkçe’deki ikinci kitabı “Eve Dönmenin Yolları” Latin Amerika Edebiyatı’nın yenilikçi örneklerinden. 1975 Şili doğumlu yazar derinlikli gözlem gücüne dayalı aforizmalar ve duru bir anlatımla kuruyor romanını. Zambra’nın kalemindeki şaşırtıcı yanlardan biri, çoğu yetişkinin kaybetmiş olduğu çocuk bakışını, yenilikçi bir tutumla romanına sindirmiş olması. İnsanoğlunun, izlerini geriye …
Sibel Yılmaz, Gazete Duvar, 5 Mart 2020 Alejandro Zambra’nın deneme ve öyküleri “Serbest Kürsü” adıyla Notos Yayıncılık tarafından yayımlandı. Zambra’nın kurduğu anlatı dünyasıyla okumak, yazmak, çeviri, dil ve edebiyat dünyası ekseninde dönen eleştirel ve mizahi bakışı türlü türlü odaktan geçiyor. Son yıllarda adından söz ettiren Güney Amerikalı yazarlardan biri de Şilili Alejandro Zambra. Bonzai, Ağaçların Özel …
Özlem Akıncı, Notos, Sayı 40, Haziran-Temmuz 2013 Zambra ilk romanı Bonzai ile çevrildiği pek çok dilde eleştirmenlerin ve okurların ilgisini çekti. İkinci romanı The Private Life of Trees henüz Türkçeye çevrilmeden, son kitabı Eve Dönmenin Yolları da Notos Kitap’tan çıktı. Henüz öncekini okumamış olsak da, Şilili yazarın romanlarında beğenimizi kazanan neydi? İlk kitap Bonzai’nin giriş …
Erdinç Akkoyunlu, Oggito, 9 Kasım 2018 Görünen o ki Yuri Herrera bize daha çok Meksika gezisi yaptıracak. İyi de yapacak. İyi bir romanı okumayı bitirmenin verebileceğin en büyük his: bir rüyadan usulca, temiz bir bilinçle ama gördüğün düşün tek sahnesini olduğu gibi hatırlayamadan uyanmaya benzer. Don Quijote’nin yazılmış ilk roman (ve en büyüğü) olduğunu kabul …
Bir ülkeden tiksinmenin romanı
Didem Erdiman, Edebiyathaber, 28 Eylül 2020
Horacio Castellanos Moya’nın edebiyat çevreleri tarafından çok beğenilen, ancak ülkesinde hayli eleştirilere maruz kaldığı, hatta ölüm tehditleri aldığı “Tiksinti” romanı, tek bir paragraf halinde yazılmış etkileyici bir novella. “… hakaret virtüözü Thomas Bernhard üslubunda bir öfke konçertosu,” adeta.
Romanın başkahramanı sanat tarihi profesörü Edgardo Vega’nın, on sekiz yıllık sürgünün sonunda annesinin cenazesi için döndüğü ülkesindeki tek arkadaşı Moya’yla sohbetini okuruz “Tiksinti”de. Vega, bir şeyler içmek ve dertleşmek için arkadaşını bir bara davet eder. Burası birçok insanın sevmediği ancak Vega’nın en sevdiği yerdir. Zaten Vega ülkedeki herkesten ve onların beğendiği her şeyden tiksinir neredeyse. “Cahil halkların birincil ve başlıca özelliğidir bu, kendi çöplüklerini dünyanın en iyi yeri kabul ederler,” diye söylenir.
İki arkadaş Marist Keşişler okulundan arkadaştır. Vega o günleri nefretle anar. Yirmi yaşında ülkesinden kaçıp Montreal’e yerleşmiş, sanat tarihi profesörü olmuştur. On sekiz yıl sonra annesinin cenazesi için geri dönmüş olması ülkesine olan nefretini tekrar açığa çıkarır, bunu arkadaşıyla paylaşır. Vega içini döküp anılarını tazeler. Ülkesinin içkisinden yemeğine, kültüründen eğitim sistemine, politikacısından doktoruna kadar bütün iklimine kendi üslubu üzerinden nefretini dile getirir. Böylece okura ayna olur. Okur kahramanla birlikte içinde bulunduğu durumu sorgulayarak kendi yaşadığı benzer sorunlarla yüzleşebilir. Vega ülkenin kalabalığından, eğitiminden, siyasetinden, medyasından, pembe dizilerden, ekrana kilitlenen insanlardan, eğitimsiz beyinlerden nasıl nefret ettiğini anlatır, Moya ise bütün sohbeti okura aktarır. “Ne edebiyat, ne tarih ne de beşeri bilimlerle alakası olabilecek herhangi bir şey kimsenin ilgisini çekmez… Tarihlerini ne umursayan ne de öğrenmek isteyen bireylerin yaşadığı bir yere, yegâne ilgi alanları askerleri taklit etmek ve şirket yöneticisi olmak isteyen bireylerin yaşadığı bir yere nasıl devlet diyebilirler.”
El Salvador’un yaşadığı iç savaş toplumda derin izler bırakmış, şiddet ülkede normal bir durum haline gelmiştir. Bu durum halkın psikolojisini bozmuş, birbirine sevgisini ve saygısını yitirmiş, iyiliği unutmuş, demokrasiye güvenmeyen bir kitle ortaya çıkarmıştır. Roman, “Thomas Bernhard San Salvador’da,” başlığıyla açılır. Vega da neredeyse usta ve öfkeli yazar Bernhard gibi düşünen, onun gibi huysuz, onun gibi vatanıyla barışamayan bir karakterdir. Vega’nın tavrı ve bakış açısı Bernhard’a her daim atıfta bulunur. Romanın finaline doğru trajikomik bir durum ortaya çıkar. Annesinden miras kalan evin satışıyla ilgili işlemler için kısa bir süre daha ülkede bulunan Vega, bir gece kardeşi ve arkadaşıyla talihsiz bir olay yaşar, cebinde taşıdığı Kanada pasaportunu kaybeder. Kendini bir anda öfke nöbetlerinin içinde bulan Vega, ayrılmak istediği ülkede saplanıp kalma korkusu çılgına döner. Bu durum kontrolsüzce davranmasına sebep olur. Bütün bunları okurken zaman zaman acıma, zaman zaman da gülünç gelen duygu karmaşasının içinde bulabiliriz okur olarak kendimizi.
Notos Kitap etiketi ve Süleyman Doğru’nun çevirisiyle okurla buluşan Tiksinti, akıcı anlatımıyla bir solukta okunan, hem düşündüren, hem tebessüm ettiren nitelikli bir roman. Roberto Bolano’nun dediği gibi: “Tiksinti elbette ki sadece bir hesap kapatmadan ya da bir yazarın ahlaki ve politik ortam karşısındaki derin ümitsizliğinin ifadesinden ibaret değil, aynı zamanda bir üslup alıştırması, Castellanos Moya’nın Bernhard’ın kimi eserlerine yönelik parodisi ve insanı gülmekten öldüren bir roman.”
Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/notoskitap/public_html/wp-content/plugins/nm-custom-code/includes/post-social-share.php on line 16
İlgili Yazılar
Çocuk Gözüyle Diktatörlük
Şenay Eroğlu Aksoy, Birgün Kitap, Kasım 2013 Alejandro Zambra’nın Türkçe’deki ikinci kitabı “Eve Dönmenin Yolları” Latin Amerika Edebiyatı’nın yenilikçi örneklerinden. 1975 Şili doğumlu yazar derinlikli gözlem gücüne dayalı aforizmalar ve duru bir anlatımla kuruyor romanını. Zambra’nın kalemindeki şaşırtıcı yanlardan biri, çoğu yetişkinin kaybetmiş olduğu çocuk bakışını, yenilikçi bir tutumla romanına sindirmiş olması. İnsanoğlunun, izlerini geriye …
Dijital çağda yazmak ya da ‘Serbest Kürsü’den duyulanlar
Sibel Yılmaz, Gazete Duvar, 5 Mart 2020 Alejandro Zambra’nın deneme ve öyküleri “Serbest Kürsü” adıyla Notos Yayıncılık tarafından yayımlandı. Zambra’nın kurduğu anlatı dünyasıyla okumak, yazmak, çeviri, dil ve edebiyat dünyası ekseninde dönen eleştirel ve mizahi bakışı türlü türlü odaktan geçiyor. Son yıllarda adından söz ettiren Güney Amerikalı yazarlardan biri de Şilili Alejandro Zambra. Bonzai, Ağaçların Özel …
Aileler ölürken, çocuklar peçeteden uçak yapar
Özlem Akıncı, Notos, Sayı 40, Haziran-Temmuz 2013 Zambra ilk romanı Bonzai ile çevrildiği pek çok dilde eleştirmenlerin ve okurların ilgisini çekti. İkinci romanı The Private Life of Trees henüz Türkçeye çevrilmeden, son kitabı Eve Dönmenin Yolları da Notos Kitap’tan çıktı. Henüz öncekini okumamış olsak da, Şilili yazarın romanlarında beğenimizi kazanan neydi? İlk kitap Bonzai’nin giriş …
Latin Amerika’nın Şafağında: Bedenlerin Göçü
Erdinç Akkoyunlu, Oggito, 9 Kasım 2018 Görünen o ki Yuri Herrera bize daha çok Meksika gezisi yaptıracak. İyi de yapacak. İyi bir romanı okumayı bitirmenin verebileceğin en büyük his: bir rüyadan usulca, temiz bir bilinçle ama gördüğün düşün tek sahnesini olduğu gibi hatırlayamadan uyanmaya benzer. Don Quijote’nin yazılmış ilk roman (ve en büyüğü) olduğunu kabul …